22 Mayıs 2013 Çarşamba

İlgimi Çeken Kitaplar


Bayan Peregrinenin Tuhaf Çocukları

Arka Kapak: 
Gizemli bir ada
Terk edilmiş bir yetimhane
Tuhaf fotoğraflar


16 yaşındaki Jacob, dedesinin başına gelen felaketin ardından hiç bilmediği bir adada keşfe çıkar. Burada Bayan Peregrinee ait bir çocuk yuvasının darmadağın olmuş kalıntılarıyla karşılaşır. Evin metruk koridorlarını, yatak odalarını araştırırken duyduğu bir sesle dehşete düşer, gördüğü şeyin peşinden koşarken birden zamanın hiç akmadığı, diğer insanların asla göremeyecekleri bir dünyaya ayak basar.

Akıllardan çıkmayacak eski fotoğraflarla bezenmiş bu roman yetişkinlerin, gençlerin ve karanlıkta geçen bir serüvenden haz duyan herkesin hoşuna gidecek.


Sayfa 6 Yayınları ilk defa duyduğum bir yayınevi. Kitabı bir blog'da gördüm ve çok beğendim. Konusu oldukça ilgi çekici ayrıca  kapağındaki küçük kız ne kadar tatlı öyle yerim ben onu. :)) TÜYAP'tan önce seri devamı hariç kitap almayı düşünmüyorum ama bakarsınız seri devamını sipariş etmişken bu kitabı da birkaç kitapla beraber sepete eklerim. Her türlü 2013 bitmeden okuyacaklarım arasında girdi zaten.


Muhteşem Gatsby 

Arka Kapak: "O ümitledir ki şimdi sefer etmekteyiz, biz o akıntıya karşı giden tekneler, durmadan geriye, geçmişe çarpılıp atılsak da ne gam..."

Yirminci yüzyılın en büyük Amerikan yazarlarından F. Scott Fitzgerald, 1. Dünya Savaşı sonrası Amerikasının, Caz Devri olarak adlandırdığı on yıllık şaşaalı dönemini, paranın yegâne değer kabul edildiği bir topluma dair, ustalığına ve orijinalitesine henüz erişilememiş betimlemelerle süslü, kırık bir aşk hikâyesiyle anlatıyor.

Filmi vizyonda olan Muhteşem Gatsby şu sıralar oldukça popüler. Birden fazla yayınevinden çıkmış olan kitabın en sevdiğim kapağı Everest'ten çıkan   oldu. 









Oz Büyücüsü

 Çocukluğumun filmlerinden olan Oz Büyücüsü'nün kitabını da okumak istiyorum. Olur da ciltli güzel bir şey bulamazsam Can Yayınları'ndan çıkanı alacağım. 























Beastly

Arka Kapak: Aşk hiçbir zaman çirkin değildir!

Çirkin bir yaratığa dönüşmüştüm.

Aynaya bakakalmıştım. Bir hayvandım artık, tam olarak bir kurt, ayı, goril ya da köpek değil, ama ayakta durabilen, neredeyse insan sayılabilecek ama insan olmayan korkunç bir türün örneğiydim. Ağzımdan köpek dişleri çıkıyordu, parmaklarım pençeleşmişti ve her yerimden tüyler fışkırıyordu. Sivilceli ya da ağzı kokan insanları küçümseyen ben, bir canavara dönüşmüştüm.

Peri masallarından mı bahsettiğimi düşünüyorsunuz? Kesinlikle hayır. Yer, New York şehri. Zaman, günümüz. Bu herhangi bir şekil bozukluğu ya da hastalık değil. Sonsuza kadar bu şekilde bir yaratık olarak? kalacağım, tabii büyüyü bozmanın bir yolunu bulmazsam.

Evet, İngilizce sınıfımdaki kızın bana yaptığı büyüden bahsediyorum. Neden beni gündüzleri saklanan ve geceleri etrafta gizli gizli dolaşan bir canavara dönüştürdü? Size anlatacağım. Size eskiden nasıl yerinde olmak istediğiniz zengin, kusursuz bir görünüşü ve hayatı olan adam Kyle Kingsbury olduğumu anlatacağım. Ve sonra nasıl kusursuz bir... canavar olduğumu.


Son zamanlarda masalları takıntı haline getirdim, Güzel ve Çirkin'de bunlardan biri. Pegasus Yayınları'ndan çıkan Beastly bu masalın günümüze uyarlanmış hali. Filmini izlemiş ve çok beğenmiştim, kitabını da okumak istiyorum.



Cehennem

Arka Kapak: Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon başından vurulmuş bir halde hastane odasında gözlerini açar. Ne buraya nasıl geldiğini ne de nasıl vurulduğunu hatırlamaktadır. Camdan gördüğü manzara karşısında altüst olan profesör, evinden binlerce kilometre uzakta, Floransa’da olduğunu anlar. Yaşadığı korkunç baş ağrısına eşlik eden tek şey; sürekli kâbuslarında gördüğü kan kırmızısı bir nehrin karşısından kendisine seslenen gümüş saçlı güzel bir kadın ve toprağa baş aşağı gömülü can çekişen bedenlerdir. Langdon gördüğü kâbusları anlamlandırmaya çalışırken kadın bir suikastçı tarafından takip edildiğini, kendine tedavi uygulayan doktorlardan biri gözlerinin önünde vurulunca anlar. Hastanede görevli diğer doktorlardan biri olan Sienna Brooks’un o ölüm kalım anında yardım etmesiyle hayatta kalır. Simgebilim profesörü kendini bir anda ipuçlarını Dante’nin cehenneminde bularak çözmesi gereken korkunç bir senaryonun içinde bulur. Floransa’nın tarih kokan dar sokaklarından Venedik’in muazzam bazilikalarına uzanan semboller zinciri Langdon’ı insanlık tarihini sonsuza dek değiştirebilecek bir mekâna sürükler. Burası üç imparatorluğun merkezi olmuş, insanlık tarihi kadar eski, dünyanın incisi İstanbul’dur. Ve bu şehirde ya insanlık tarihi baştan sona yeniden yazılacak ya da bunu yazacak hiç kimse kalmayacaktır... 

Dan Brown'un beklenen kitabı cehennem nihayet geçtiğimiz günlerde çıktı. Açıkçası kendisinin hiç bir kitabını okumadım fakat serisinin dördüncü kitabı olsa da Cehennem okumak istediklerim arasında. Da Vinci Şifresi'ne çok küçükken başlayıp sıkılmıştım, onu tekrar okuyup serinin devamından gidersem Cehennem'i de alabilirim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder