Tanıtım Yazısı:
Hayatın Anlamını Bulmanın, Âşık Olmanın ve Alınan Her Nefesin Farkına Varmanın ÖyküsüJohn Green'in bu kitabını Alaska'nın Peşinde'yi bitirdiğim zamandan beri bekliyordum. Daha önceki yazılarımda "Türkçesi çıkmazsa orjinal dilinde okumaya çalışırım." diye bahsetmiştim hatta. Peki benim gibi tarzancadan hallice yabancı dili olan biri okunacak onca Türkçe kitabı varken neden bu kitabı istesin, kanserli iki gencin hikayesini okumak için mi? Hastalıkla savaşan bireylerle alakalı bir sürü kitap okuyabilirsiniz. Küçük Mucizeler Dükkanı, Cam Çocuk okuduklarımdan aklımda kalanlar. (İkisi de çok güzel kitaplardı özellikle Cam Çocuk.) Ya da benzeri filmler fazlasıyla mevcut. Ama Aynı Yıldızın Altında bunların çok daha ötesinde, hem oldukça sıradan hem de o sıradanı o kadar özel anlatmış bir kitap ki okurken hayatın anlamına dair çok şey düşünmeye şevk ediyor insanı. Bu düşünme "Bak bunlar hasta ben değilim çok şükür Allahım." tarzı bir düşünce değil tabiki de. Alaska'nın Peşinde'nin Büyük Belki'si, Aynı Yıldızın Altında'nın evren için ben neyim ya da evren benim için ne kavramları kafamızda beliriyor. Romanda geçen Hazel, Augutus, Isaac gibi karakterler sayesinde çok şey zihnimize kazınıyor. Aralarında geçen diyalogların trajıkomik halleri, ölmek üzere olmalarının onlara verdiği his ve çevreleri tarafından dışlanmanın getirdiği buruk bir alışkanlık. Kemoterapi tedavisiyle uğraşırken bir yandan aşkın nasıl olacağını tadıyorlar ve o kadar normaller ki. Güzel olan da bu zaten. kitabı okurken o kasma hasta karakterlerden eser yoktu, duygular çok doğal ve gerçekçiydi. Ayrıca sonunda ağlayacağınız bir kitaba göre fazlasıyla eğlenceli diyalog vardı.On altı yaşındaki kanser hastası Hazel Grace'in birkaç yıl daha yaşamasını garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan teşhisle birlikte yıldızlar, öyküsünün son bölümünü çoktan kaleme almıştır. Fakat Augustus Waters isimli yakışıklı bir sürpriz karakter, Kanserli Çocuklar İçin Destek Grubunda boy gösterince Hazel'in hayatı bambaşka bir yöne sapar ve bu zeki çocuğun çekimine karşı koyamayan kızın öyküsü yeniden yazılır...
"On üç yaşında 4. evre tiroit kanseri tanısı konmuştu. (Ona tanının, ilk reglimden üç ay sonra konduğunu söylemedim. Şey gibiydi: Tebrikler! Kadın oldun. şimdi öl.)"
Aynı Yıldızın Altında hakkında uzun yazılar yazabilir insan ama söylenecek çok fazla şeyden ziyade hissedilmesi gereken çok fazla şey var. En kısa zamanda almanızı ve sessiz bir köşede okumanızı şiddetle tavsiye ederim.