29 Mart 2015 Pazar

Kitap Yorumu: Kaçınılmaz - Amy A. Bartol



Yabancı Yayınları'ndan çıkan Kaçınılmaz kabusları peşini bırakmayan Evie'nin üniversiteye başlamasıyla yaşadıklarını anlatıyor. Annesi onu doğururken ölen ve babasını hiç tanımayan Evie dayısı tarafından büyütülmüş, kızın tek ailesi o olduğundan okul için evinden ayrılmakta baya zorluk çekiyor. İlk günden tanıştığı Russell ve Freddie sayesinde kendini daha iyi hissediyor. Kaçınılmaz çok fazla karakterle dolu bir kitap değil bu yüzden hemen hemen her karakter için kitabın finalinde kilit rollere bürünüyorlar diyebilirim. Evie'nin gittiği okul, Crestwood Üniversitesi her tarafı ağaçlarla dolu, merkezden uzak ama güzel bir kampüsü olan bir okul. Hatta yakınında göl bile var. :3 Gördüğü kabuslar ve peşini bırakmayan kötü his okulun ilk gününden başlarken  Crestwood'un bağışçı ailelerinden birinin oğlu olan Reed Wellington'la yaşadığı garip bakışma kızımızın aklını fazlasıyla kurcalıyor. Ama Evie garipliklere alışkın biri, bu yüzden tüm bunlar yaşanırken anlık şaşkınlıkları olsa da devamında sakin karşıladığını görüyoruz.

"Sanki bana seslenen bir siren gibisin ve ben hissediyorum..."

Kaçınılmaz daha ilk sayfalarda yaşananlarla gizemli ve merak uyandırıcı bir havaya bürünüyor. Tüm o halüsinasyonlar - ya da görüler - ve konuşmalara yerleştirilmiş geçmişten gelen tanıdık his okurken hızla ilerleme isteği yaratıyor. Kitap genç - yetişkin türünde olduğundan romantik bir yanı da var. Burada maalesef çok belirgin olmasa da bir aşk üçgeni görüyoruz. Russell'e karşı duyduğu sevgi ve Reed için hissettiği tutku Evie'nin, dolayısıyla okurun canını biraz sıkıyor. Neyse ki bu durum çok ön planda değil. Paranormal olaylar ağır basıyor kitapta.

"Dedim ki, sen Tanrı'dan sonra tanıdığım en mükemmel yaratıksın ve senin için hissettiğim sevgi, ne yeryüzünde ne de cennette ölçülemez."

Kaçınılmaz final kısmında ters köşe yapan kitaplardan. Beklenmedik kayıplar ve değişen bir takım şeyler sağ olsun okurken aaaa diye kalıyorsunuz. Cidden beklenmeyen şeyler oluyor, tebrikler Amy o kısımları iyi kurgulamışsın. 3
Bildiğiniz üzere şu dönemlerde ortalık genç - yetiştin kitabı kaynıyor. Özellikle fantastik okuru olarak artık her YA'yı okumaya çekiniyorum, çoğu birbirinin aynı çünkü. Kaçınılmaz çok farklıydı diyemem ama melekleri kendi tarzında işlemeyi bilmiş ve karakterleri sağlam olan bir kitap. Devamını merakla beklediğim serilerden birisi olarak kitaplığımda yerini aldı. Paranormal sevenlerin beğeneceğini düşünüyorum.

Puanım:

23 Mart 2015 Pazartesi

Bir Mim Yazısı

Haftanın ilk gününden herkese merhaba! En sevdiğim kitap bloglarından biri olan Kütüphanemden Kitap Manzaraları beni mimlemiş. *.* Biraz geç gördüm ayıpladım kendimi. :(  Bu aralar bilgisayarı çok sık açmıyorum dizi izleyesim bile yok nedense. Neyse sorulara geçelim bakalım neler varmış?

1- Kitap okumak için evde belli bir yerin var mı?
Genelde odamda, yatağımda okuyorum. Yani belli yerin var mı sorusuna yatağım diyebilirim.

2- Ayraç mı, yoksa rastgele bir kağıt parçası mı?
Ayraç! Hatta ayraç seçerken bile kararsızlık yaşıyorum, herhangi bir şeyi kullanamam. o.o

3- Kitap okumayı belirli bir zamanda mı durdurursun yoksa belirli bir bölümde ya da bölüm başında mı durdurursun? 
Fark etmez ama bölüm sonuna az kaldıysa bitirir öyle bırakırım.



4- Okurken yemek yemek mi bir şeyler içmek mi?
İçmeyi tercih ederim, yemek yemek zor oluyor. :D

5- Kitap okurken televizyon seyretmek mi müzik dinlemek mi?
İkisini de yapmamayı tercih ederim sessizlik en güzeli. Ama vapurda, otobüste falansam klasik müzik ya da senfonik ağırlıklı herhangi bir şey dinlerim.

6- Tek seferde bir kitap mı yoksa birden fazla kitap mı?
Tek kitap. *.*

7- Okurken evde mi yoksa her yerde mi okumayı tercih edersin?
Yatağım ilk tercihim tabii ama yanımda kitap olduğu sürece ortamı çok önemsemem.



8- Kitabın, kafanın içinde yüksek sesle okunması mı yoksa sessizce okunması mı?
Sessizce.^^ 

9- Önündeki sayfaları okur musun yoksa sayfaları atlar mısın?
Sayfa atlanır mı ki kitap okurken, çok yanlış cık cık. :D Kitabın büyüsü kaçar öyle, zaten atlama isteği uyandıracak kadar sıkıldıysam kitabı bırakırım.

10- Ciltli kitap mı karton kitap mı?
Ciltli. *.* Vurunca tok tok edecek falan heheh.

11- Kitap yazıyor musun?
Hayır ama arada bir şeyler karalıyorum.

Sorular böyleydi, yapmak isteyen herkesi cevaplamaya bekliyorum. ^_^

22 Mart 2015 Pazar

Okuyorum: Kaçınılmaz - Amy A. BARTOL / Öngörü Serisi 1


Herkese mutlu pazarlar! Atuan Mezarları'ndan sonra Yerdeniz'e biraz ara vermek istedim ve Kaçınılmaz'a başladım. Son 100 sayfadayım, bu kısma kadar çok beğenerek okudum ve devamı daha da heyecanlı gideceğe benziyor. :3 Güzel bir fantastik - romantik seri keşfetmiş olmanın mutluluğu <3 ben. *.* Kim hangi kitabı okuyor, benimle paylaşmayı unutmayın. :)

18 Mart 2015 Çarşamba

Yeni Kitaplar


Yabancı Yayınları'ndan inceleme için istediğim kitaplar bugün geldi. Birazdan Kaçınılmaz'ı okumaya başlayacağım, bu arada kitabın çevirisi blogunu severek takip ettiğim Kitab-ı Sevda - Merve Özcan'a ait. *.* Kötü Prensesler'in kapağını çok beğendim, umarım içerik de en az kapak tasarımı kadar güzeldir. Kitaplar hakkında bilgi için tanıtım yazılarına bakacak olursak:

Kötü Prensesler -  Linda Rodriguez McRobbie


“Her kız hayatının bir döneminde kendini prenses zanneder.” 
– Lindy, Alex Finn’in Beastly adlı romanından

Her küçük kız mı? Pek sayılmaz.
 
Onların hikâyelerini bildiğinizi mi sanıyorsunuz? Grimm Kardeşleri okudunuz, Disney çizgi filmlerini izlediniz ve o erdemli prenseslerin sonsuza dek mutlu yaşamlarını seyrettiniz… Peki ama gerçek hayattaki prenseslerin yaşamları da böyle miydi?

Elbette birçoğu zarif ve yüce gönüllü liderlerdi ama birçoğu da güç uğruna acımasızdı, ve hepsinin asil yaşamlarında saklamak istedikleri sırları vardı: cariyelikten sultanlığa yükselen, Hürrem Sultan; Nazi ajanı olan prenses, Stephanie von Hohenlohe; tacizci prenses, Catherine Radziwill; erkek gibi giyinen prenses, Christina; et maskesi takan prenses, Avusturyalı Elizabeth ve sırtında bağlı oğluyla isyana önderlik eden, Lakshmibai…

Kötü Prensesler, tüm bu kadınların ve daha birçoğunun beklenmedik hikâyelerini gözler önüne seriyor.

Kaçınılmaz - Amy A. Bartol

 

Evie Claremont üniversiteye başladığında, gördüğü kâbusların biteceğini ummuştu. Ama bitmemişlerdi...

En garip durumlarda bile mantıklı bir açıklama bulmaya çalışan Evie’nin hayatında, ikinci sınıf öğrencisi Reed Wellington’la tanıştıktan sonra akla mantığa sığmayacak şeyler olmaya başlamıştı. Reed’e karşı hissettiği anlamsız çekim de işleri iyice karıştırıyordu. Çünkü Reed, Evie’ye hayatta başına gelip gelebilecek en korkunç şeymiş gibi davranıyordu. Yine de ne zaman ihtiyacı olsa, hayatını kurtarmak için Reed oradaydı…

Reed’in sakladığı sır neydi? Evie’nin şüpheleri doğru muydu? Peki, rüyalarında gördüğü o karanlık gelecek kaçınılmaz mıydı?


Bugünün şirinliklerini elime geçer geçmez paylaşayım dedim, herkese bol kitaplı geceler! ^_^

16 Mart 2015 Pazartesi

Yerdeniz Serisi'ne Devam Ederken


Tüyap Kitap Fuarı'ndan set halinde aldığım Yerdeniz'e geçen hafta başladım. Çok önceden beri seriyi okumak istiyordum ve sonunda ilk kitap olan Yerdeniz Büyücüsü'nü bitirdim, bugün Atuan Mezarları'na geçtim. Tek tek kitap yorumu değil de seri incelemesi yapmak istiyorum, yine de kısaca Yerdeniz Büyücüsü'nden bahsedecek olursam anlamak ve olgunlaşmak üzerine kurulu her sayfası büyü dolu şahane bir kitaptı. Adaların arasında aradığımızı bulmak için oradan oraya savrulurken sihir hep yanımızdaydı.O kadar tatlı, o kadar sıcak bir kitap ki okurken tanıdık bir his yaratıyor insanda ve o his kitap bitince bile içinizde bir yerlerde kalmaya devam ediyor. Atuan Mezarları'na gelirsem, daha başlarındayım ama ilk kitaptan gelen tanıdık his burada da bizimle. Sanırım Ursula gerçek bir büyücü, bu kadar iyi yazmasını mistik bir yanı olmasına bağlayacağım. ^^Eminim seriyi çoğu kişi duymuş, okumuştur. Okumayanlara başlamalarını şiddetle tavsiye ederim, geç de olsa Yerdeniz dünyasına adım attığım için mutluyum. ^_^

1 Mart 2015 Pazar

Kitap Tanıtımı: Kıyıya Vuran Deniz Kabukları - Hannah Richell




Kalbiniz affetse bile ruhunuz ihaneti unutup yeniden sevmeyi öğrenebilir mi?

Dorset sahilini dalgalarıyla döven fırtınalı bir deniz… Kayaların tepesinde gün ışığında beyaz duvarlarıyla adeta inci gibi parlayan bir çiftlik evi…Clifftops.

Burası Dora'nın bir zamanlar evim dediği yerdir. Şimdi ise Dora sevdiği adamla Londra'da yaşamaktadır ve içinde yeni bir hayat büyümektedir. Ancak on bir sene önce yaşadığı o korkunç olaydan bu yana kendini bir türlü toparlayamıyordur. Dahası kendini bir anne adayı olarak yeterli görmemektedir. 

Daha fazla bu şekilde yaşayamayacağını anlayan Dora, geçmişiyle yüzleşmek için çocukluğunun geçtiği o eve döner. İstediği cevapları annesinden öğrenecektir. Fakat döndüğünde hiçbir şeyin eski masumluğunu korumadığını görecektir. Çünkü her ailede sırlar vardır ve bazıları sonsuza kadar saklanmalıdır…

Kıyıya Vuran Deniz Kabukları, ihanet ve yalanlarla parçalanan bir ailenin umuda tutunuşunu anlatan muhteşem bir roman.

'Sırlar, yalanlar, ihanet ve sadakatsizlik hikayesi. Aynı zamanda ailenin kalbinde çarpan bir kayıp hakkında; bir zaman yumuşayacak ancak hiçbir zaman tam olarak iyileşmeyecek. Yürek sızlatacak kadar iyi.'
-Herald Sun-

'Kendinden emin yazılmış ve kusursuzca kurgulanmış. Bir şeyler yanlış gittiğinde, bu aile dramasının duygusal katmanlarını kazımaya başlar… Duygulandırıcı ve esrarengiz bir şekilde merak uyandırıcı."
-Sydney Morning Herald -

'Bu karmaşık aile draması, çok sürükleyici bir roman halini almış.'
-The Australian Women's Weekly-

'Acıklı ve ustaca işlenmiş, bu muhteşem ilk roman size sayfaları o kadar hızlı çevirtecek ki parmaklarınız ağrıyacak.'
-Sunday Life-

'Yazım o kadar canlı ki Tide ailesinin dünyasında tamamen kayboluyoruz. Bu kitap çok başarılı olacak.'
-Good Housekeeping-

'Hannah Richell'in etkileyici ilk kitabındaki tideslar, bir ailedir. Ne olduğunun açıklamaları tidesların taşıdığı suç yükü, gerçeğe çok yakın karakterlerle, birinci sınıf bir melodram şeklinde güçlü bir ifadeyle anlatılmış. Bir kere okumaya başladığınızda, bir daha kitabı bırakamayacaksınız.'
-A.N. Wilson, Readers Digest-

'Bu kendinden emin ilk roman, oldukça etkileyici bir anlatıma sahip. Karakterler o kadar gerçekçi ki, yüreğiniz onların acısı için sızlayacak ve kendinize şu soruyu soracaksınız: -Affedip unutabilir misiniz?"
-Candis-

'Kitapta yer alanların hayatlarını şekillendirmeye devam eden sarsıntılı bir olayın teması, Hannah Richell'ın geniş kapsamlı aile destanının merkezini oluşturuyor.'
-Daily Mail-