Bir gün uyandığında son birkaç gününü hatırlayamadığını düşün... Mucizevi bir şekilde kurtulduğun kazada tüm arkadaşlarını kaybettiğini, Ailenin yeni bir sayfa açmak için taşınmak zorunda kaldığını, Kendi geçmişinle ilgili senden daha fazlasını bilen bir çocukla tanıştığını, Tüm yaşadıklarından sonra yeniden âşık olabildiğini, Gerçek olması imkânsız halüsinasyonlar gördüğünü, Aklını kaçırdığından endişelenmeye başladığını düşün. Ne yapardın? Mara Dyer işte bu sorunun cevabını öğrenmek üzere…
2015'in en kafa karıştırıcı kitabını yorumlamak üzere karşınızdayım. Eksik Parça'yı okumaya başladığım andan itibaren gizem - gerilim dolu satırların etkisi beni sardı sarmaladı arkadaşlar ayıptır söylemesi biraz da beynim sulandı. :D Uzun zamandır saatlerce bir kitabın başında durmamıştım onun da etkisi var tabii. Bu kitabın yorumunu yapmadan önce bir iki bilgiyi tazelemeliyim sanırım, yoksa ortaya kopuk bir şeyler çıkacak.
Ana karakterimiz Mara, lise öğrencisi, 17 yaşında, iyi bir aileye sahip fakat yaşadığı travmanın ardından psikolojisi ağır derecede bozulmuş biri. Okurken bunu ciddi ciddi hissediyorsunuz, özellikle de Mara'nın zaman kavramını kaybettiği sayfalarda. *.* Kitabın giriş kısmı okuyucuya bol miktarda soru işareti veriyor. Başlarda sanki kopuk sahnelerden oluşan bir film izliyor gibiyiz. Aslında Eksik Parça'nın sadece psikolojik- gerilim , gizem kısmına bakacak olursak tüm kitap için kopuk bir film diyebilirim. Mara'nın zihni bulanık bir su gibi ve onunla beraber okuyucu da önünü göremeden yüzüyor.
Kitap ilerledikçe yazar bu kafa karışıklığını dengelemek adına önümüze klişe olaylar, bilindik karakterler koyuyor. Bu kitabın biraz sıradanlaşmasına neden olmuş gibi. Ama gizem perdesi devam ettiği için bunu görmezden gelebiliyorsunuz. Zaten daha sonra başta bilindik gelen karakterler kendilerine has özellikleriyle öne çıkıp kitaptaki gizemin bir parçası oluyor.
Yazar gerilim kısmını klasik korku filmi sahneleriyle süslemiş olsa da gece geç saatlerde okuduğumdan mıdır nedir biraz korktum yani o kısımlar bence olmuş. :D Gündüz okusaydım büyük ihtimalle aynı etkiyi yaratmazdı. Bu yüzden Eksik Parça'yı gece okumanız ufak bir tavsiyemdir.
Yazar gerilim kısmını klasik korku filmi sahneleriyle süslemiş olsa da gece geç saatlerde okuduğumdan mıdır nedir biraz korktum yani o kısımlar bence olmuş. :D Gündüz okusaydım büyük ihtimalle aynı etkiyi yaratmazdı. Bu yüzden Eksik Parça'yı gece okumanız ufak bir tavsiyemdir.
Eksik Parça'da canımı sıkan tek şey ara ara klişe aşk sahnelerinin ağır basmasıydı. Ben kitabı Mara'nın gizemi için okuyordum, eminim sayfaları beğeniyle çeviren pek çok okur da benim gibi düşünüyordur. Tamam aşk romanları severim, kitapta aşk sahnelerin olması da güzel ama asıl konudan uzaklaştığı birkaç sayfa bile biraz dikkat dağıtıcı oldu. Sanırım bunun sebebi çok net bir konunun olmaması. Bu bakımdan kitap biraz ip cambazlığı eseri olmuş. Ufak bir saçmalık belirtisi bile gösterse düşüşe geçerdi diye düşünüyorum. Çünkü gerçekten ortada sağlam bir temele dayalı konu yok, Yazar serinin sonunda Mara uzaylıydı ajanlar onu yakalayıp uzaylı ajan yaptı o yüzden böyle dengesiz bir şey oldu dese bunu nasıl dersin diyecek kadar bilgimiz yok yani . :D
Karakterleri genel olarak sevdim. Kitabın dili desen akıcıydı, zaten işiniz yoksa başından kalkmak istemiyorsunuz. *.* Sonu bana biraz aceleye getirilmiş gibi geldi ama şaşırtıcı yanı sayesinde bunu gözardı edebiliyorsunuz. Aslında Eksik Parça'nın bu kadar beğenilmesini sağlayan kilit noktası liseli aşk hikayesiyle mistik olayların birleşimi diye düşünüyorum. Yazar bu kitapta gizemi sürdürmeyi tercih etmiş, bakalım devamında neler okuyacağız? 3 kitaptan oluşan serinin devam kitapları yurtdışında çıktı bile, umarım Pegasus bizi çok fazla bekletmez de bu gizemin ardında ne varmış kısa sürede öğreniriz. ^.^
Yazar 16-17 yaşındaymış. Yapmacık bir anlatımım var diyorlar. Ama bu yorumdan sonra 2 yıldır rafımda duran bu kitabı okumayı düşünüyorum. Çok sağ ol. Aslında hala biraz önyargılıyım ama okuyacağım ya! =D
YanıtlaSilBence beğenirsin keyifli okumalar =D
Sil