Dördüncü Okuma Günlüğü yazısından herkese merhaba. Çekiliş yazısını yazıp ortadan kaybolmuş izlenimi vermiş olabilirim ve evet sanırım öyle oldu. =D Final dönemi ara ara boşluklarım oldu aslında ama sanırım bu süreyi biraz gereksiz vakit harcayıp kafa dağıtmaya ayırdım. Bugünkü patlama olmasaydı dışarıda işlerimi halledecek hatta Sultanahmet'e yakın sayılan dişçime gidecektim. Ama durum öyle olunca her şeyi iptal edip evde kalmaya karar verdim. Gerçi artık insanın kendi evi bile yeterince güvenli değil, resmen Allah'a emanet yaşıyoruz. Umarım bu kötülüklerin sonu geldi diyeceğimiz günler yakındadır.
Unforgiven'ı büyük bir hevesle almıştım, maalesef umduğum gibi çıkmadı. Liseli triplerinde takılan Lilith & Cam ikilisi beni biraz boğdu. Zaten hep diyorum, Düşüş Serisi'nin yeri bende ayrı ama lisede değil şu aralar başlamış olsaydım beğenmezdim belki. Aslında Lilith'e üzülerek okudum çünkü gerçekten yalnızdı. İngilizce olarak okumaya girişmem de sıkıldığım kısımları artırdı eh süper bir dilim yok sonuçta, anlayamadığım kısımlar oldu biraz sinirlendim. :D Lucifer'in bile liseye inip takıldığını görünce ne saçmalıyorsun sen Lauren koskoca düşmüş meleği aldın nerelere koydun diyerek kitabı zirvede bıraktım. Çevirisi çıkınca alıp tekrar okumayı deneyeceğim, Cam'i seviyorum ve mutlu sonsuzluğunu görmek istiyorum. ^^
Bu aralar Ukitap sayesinde bir sürü yeni kitabım oldu, Narnia'da bunlardan biri. Filmlerini çok severek izlemiş biri olarak Aslan, Cadı ve Dolap'tan öncesini merak ediyordum. Büyücünün Yeğeni Narnia'nın yaratılışını melodık bir hikaye şeklinde okuyucuya aktarıyor. Benim gibi oyalanmazsanız tek gecede çok rahat bitirir, mutlu mesut kapatırsınız kapağını. Narnia'ya açılan dolabın, tek başına duran sokak lambasının ve daha bir çok şeyin nereden geldiğini öğrendiğimiz ilk kitabı farklı bir dünyada yaşamak istiyorum diyen herkese tavsiye ederim.
Ukitap ile gelen bir diğer kitaplarım. Hepsini çok merak ediyorum ama Umutsuz'u ayrı bir okumak istiyorum. =P Herkes okudu kimi beğendi kimi beğenmedi derken kitap bende büyük bir merak uyandırdı. Her Yer Gökyüzü'nü sırf ana karakter Uğultulu Tepeler'i defalarca okumuş diye aldım, böyle bir karakterin olduğu bir kitabı beğenmeme ihtimalim düşük diye düşündüm. Yitik Oğlan Yitik Kız güzel bir korku hikayesiymiş, bakalım korkacak mıyım heheheh. Peter Straub'u biraz araştırdım kendileri Stephen king'in Kule Serisi'ne takıntılı bir yazarmış, ayrıca King'le arkadaşlar sanırım. Benzer tarzlarda yazıyorlarsa biraz korkabilirim. :3
Güya dün Akşam Yıldızı'na başlayacaktım ama kitap önümde telefonumu kurcaladım. :ı Bu yazı bitince başlayacağım artık yeter böyle böyle kitap okumayı bırakıyor insan. Konusu nasıl derseniz, elimden geldiğince az şey öğrenmeye çalıştım ki sürprizli, heyecanlı olsun. Sert ve kendini sevmeye kapamış bir adamla gizemli bir kadının aşkını ele alıyordan fazlasını öğrenmedim. Historical Romance okumayı özledim yazıyı bitireyim de gidip okuyayım heheh. Son olarak Hortlak'a gelecek olursam aslında hiç hesapta yoktu ta ki Kayıp Rıhtım'da görene kadar. Kapağı renk ve boyut olarak çok hoşuma gitti, Bağdat Caddesi trafiğinde Kadıköy'e ulaşmaya çalışırken okumak için çantama koyarım artık.
Bir Okuma Günlüğü yazımın daha sonuna geldik. Aslında eklemek istediğim birkaç şey daha vardı ama yarın sabahçıyım ve kitap okumak istiyorum. *-* Herkese güven içinde geçireceği mutlu bir hafta dilerim, kendinize iyi bakın ve bitmeden çekilişime katılmayı unutmayın. ^_^
Mutlaka okumalısın, hani bunu okumadan ölme diyeceğiniz 3 kitap ismi söyler misiniz aacaba?
YanıtlaSilSelam biraz geç yazıyorum kusura bakmayın lütfen. Çok zor bi' soru bu, aslında aklıma bir sürü kitap geldi ama Yüzyıllık Yalnızlık, Uğultulu Tepeler ve Yerdeniz Büyücüsü'nü seçeceğim. Bu sayıyı 5 yaparsak Bütünün Bir Parçası ve Ötekiler Arasında'yı da ekleyebilirim. =D
SilOkuyacağım bunları :) Çok teşekkür ederim
Sil