Başlığı twitter üzerinden takip ettiğim bir hesaptan esinlenerek yazdım. Jane Austen - @austenzede - Mr. Darcy hayranı olan herkes için harika paylaşımlarda bulunuyor. "Eğer bana karşı duygularınız hala nisan ayındaki gibiyse hemen söyleyin. Benim duygu ve dileklerim hiç değişmedi. ama tek sözünüz üzerine bu konuyu ömür boyu kapatırım. "
Farkında olmadan mart bitti hatta nisanın sonlarına yaklaştık. Bitirme ödevimi düşündükçe bu durum beni baya geriyor, ilerlemem yüzde sıfır. İşte ayrıldım, bu aralar aldığım en güzel karar bu oldu. Yükselmenin ve eleman akışının hızlı olduğu yerler tam bir kurt sofrası, Allah orada çalışan nezaket sahibi herkese kolaylık versin.
İşten çıkınca boş vaktim arttı tabi, haliyle kitap - dizi - film üçlüsüne daha çok bakar oldum. En son Her Yer Gökyüzü'nü okudum, ablasını kaybeden Lenni'ye odaklı şiirsel bir kitaptı. Başlangıçta hikayeye bodoslama dalıyormuş hissi verse de Lenni ve etrafa bıraktığı şiirleriyle kitap daha sakin bir hal alıyor. Detaylarla dolu kitapları çok seviyorum. Her Yer Gökyüzü minik detayları ve sıcak bir yaz akşamında, gökyüzünün altında boş boş oturmanın verdiği keyifle dolu bir kitap. Hatta yazarın tanıtıldığı kısımda tıpkı Lenni gibi en sevdiği ağacın altında boş boş oturmayı sever benzeri bir cümle vardı. Bence çoğumuzun en çok ihtiyaç duyduğu şey bu, bir süre boş boş oturmak, açık havada uyumak, rüya görmek ve bunun o kadar da boş bir iş olmadığını anlamak. Sanki şu an yapmak zorunda olduklarımız çok anlamlı, meh meh. Çoğu uzayda toz kadar önemsiz olan zorunlu şeyler.
Yazmadığım süreçte farkında olmadan iki tane Zack Synder filmi izledim. biri Watchmen, diğeriyle Sucker Punch. Watchmen karanlık atmosferi ve alt metindeki mesajlarıyla akıp giden güzel bir film. Zaten kardeşimin önerisiyle açtığımdan beğeneceğimi bilerek izledim. ( Neleri sevdiğinizi bilen insanlardan film - kitap önerisi almak gibisi yok. ^.^) Sucker Punch hakkında iyi kötü bir sürü şey yazıp çizilmiş. Bence en az Watchmen kadar iyi bir kurguya sahip, hatta kendini vererek izleyen için hipnoz etkisi bile yaratabiliyor. Zack Synder'ın filmlerinde işlediği temalar hoşuma gitti. diğer bir filmi olan Baykuş Krallığı Efsanesi'ni izlemeyi çok istiyorum ama baykuşlardan ölümüne korkuyorum. *-* Hele bi' Evil Queen karakteri var, onu tam ekranda izlesem muhtemelen gece yatamam. Çekik gözlü baykuşları sevmiyorum, siz de sevmeyin. İnsanın rüyasını kabusa dönüştürüyorlar. Ama filmi çok merak ediyorum, yanıma birini ayarlarsam gündüz gözüyle izleyeceğim. ^^
Outlander'ın 2. sezonu başlayınca çok mutlu oldum. Takip ettiğim dizilerin çoğu mayısta başladığından Outlander da aklımda mayıs olarak kalmış. Hem mistik hem tarih kokan hem de İskoçları anlatan bildiğim başka bir dizi yok, varsa önerin izleyelim. =P Bu sezon ilk bölümde izleyiciyi fazlasıyla şaşırtan bir giriş yapıldı. Şu an Fransa'da devam ediyor ve nasıl ilerleyecek çok merak ediyorum.
Bu aralar genel olarak okuyup - izlediklerim böyleydi. Umarım güzel günler geçiriyorsunuzdur. Hayallerimizi şimdiki zamanda uyguladığınız günler bizimle olsun, herkese iyi geceler.