Çoğu şeyi yarım bırakıyorum. Sıkılıyorum, ilgim başka yöne kayıyor, uykum geliyor. Okuduğum kitap beş günden uzun süre elimde kalıyorsa sürünme sürecine giriyor. İzlediğim dizinin son iki bölümünü sonraya bırakıyorum. Bloga taslaklar girip çıkıyorum. Bazen sonra yazarım diye sadece başlık atıyorum. Uyumak ve yemek yemek dışındaki her şeyi erteliyorum. *-* Sonra kelimesine çok güveniyoruz. O anki sorumluluğumuzu üstümüzden alıyor. Önünde yapabileceğin bir sürü farklı seçenek beliriyor. Zamanı geçirmeye bakıyoruz. Sonra dediğimiz saat ya da gün ne zaman geliyor bilmiyorum. Sanki bir şeyi erteleyince zamanın içinde kendimize ekstra zaman yaratmış gibi hissedip mutlu oluyoruz. Yarın yaparım demenin rahatlığı güzel hissettiriyor. Üşengeçlik ise kötü şey. Anubis'in terazisine bu ikisini koyarsak hangisi ağır gelir? Anubis cevaplarınızı bekliyor, onunki belli heheheh boşluktan delirdim. Ya şaka bi' yana o kadar boş değilim. Yorucu aktivitelerle uğraşıp dizi izliyorum. Tuhaf Şeyler Oluyor'u okuyorum, sıradışı hikayelerle dolu bi' kitap. Rüyamda öğlen dörtte uykuya dalıp saatlerce uyuyabileceğimi gördüm. Uyuyacak saatlerinin olması hissi çok güzeldi, umarım sizde aynı rüyadan görürsünüz. Sıcaklardan bunaldım, gerilimli bir şeyler izleyip dış dünyadan kopmak istiyorum diyorsanız Stranger Things'i izleyebilirsiniz. Bilim - kurgunun kaliteli örneklerinden biri, ikinci sezondan çok umutluyum. Öyle yanı sevgili okuyucu, blogumu hala takip ettiğin için teşekkürler. En kısa zamanda en son girdiğim taslağı düzenleyip yeni bir yazı koyacağım. Arayı daha fazla açmak istemiyorum. Umarım bu erteleme konusunda yalnız değilimdir. Herkese mutlu haftalar.