27 Ağustos 2017 Pazar

Okuma Maratonu: Türk Edebiyatı Haftası Sonucu

9 yorum:

Herkese merhaba! Geçen hafta bir okuma maratonuna başlayacağımdan söz etmiştim. 25 eylüle kadar her hafta farklı temalarda okuyabildiğim kadar çok kitap okuyacak, bu sayede yüksek lisans yoğunluğuna girmeden önce bol bol kitap okumuş olacaktım. Okuma maratonuna başladığımı bilmeyenler buraya tıklayarak yazısını okuyabilirler. İlk haftamı geride bıraktım ve sonuçtan memnunum. Türk Edebiyatı kitapları okuduğum bu hafta için fotoğrafta gördüğünüz 10 kitabı seçmiştim. Son anda ufak bir değişiklik olsa da maratonun ilk kısmını on kitap okuyarak tamamladım. O halde neler okumuşum gelin onlara bakalım. ^.^

Okuma maratonuna Yaşar Kemal'den Allah'ın Askerleri ile başladım. Yazarın lisede iki kitabını okumuştum. O zamandan beri de farklı kitaplarına maalesef geçemedim. Maraton vesilesiyle tekrar okuyabildiğim için mutluyum. Allah'ın Askerleri İstanbul'un sokak çocuklarını anlatan bir kitap. Görmedigimiz yerlerde yatıp kalkan, bir orada bir burada olan çocukların göçebe hayatları. Bir şey arıyormuş gibi oradan oraya gitmişler, bazen kaybolmuşlar bir daha gören olmamış. Gözümüzün önünde yürüyorlar ama görmüyoruz işte. Bakıyoruz sadece, sakınıyoruz bazen. Yaşar Kemal'in konuştuğu çocukları anlattığı kitap ben de bu hisleri uyandırdı. Bir süre sonra yeniden uykuya dalacak olan hisleri. Çünkü sokak çocukları da kaybolacak yine, kısmetlerini, ekmeklerini başka yerlerde arayacaklar. 
Bu arada, Yaşar Kemal'in betimlemelerini seviyorum ama bazen ağır gelebiliyor. Rahmetli bütün dünyayı aynı anda görebiliyormuş gibi yazmış. Onunla aynı anda göremeyince okuma aksıyor. Yine de Türkiye'nin en güçlü kalemlerinden biri olduğu kesin.


"Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır."
Anlayamadım bu sözü önce, kitabı yarılayana kadar anlayamadım. Ana - baba sevgisini çocukken coşkuyla hissederdik, şimdi solmuş sanki. Kuşlar Yasına Gider ile babanın ne olduğunu hatırladım. Küçükken uzun süre evden uzak kaldı diye hastalanırsın, dut ağacının asla yetişemeyeceğin dallarına uzanır, en güzel meyveleri senin için koparır baba. Onun gideceğine, yaşlanacağına nasıl inanayım, nasıl veda edeyim?
Zaman geçiyor, türküler bitiyor. Hasan Ali Toptaş kendi kültürümüzü en ince detaylarına kadar o kadar güzel anlatmış ki tarif etmek için yazı dilim yetersiz kaldı. Uzun yolculuktasınızdır, güneş batmak üzeredir. O esnada bir ırmağın yanından geçerken ırmak bitmesin, dağların ortasındaki güneş hemen batmasın dersiniz ya öyle bir şey işte. O an ki huzuru içinize çekerken hissedilen buruk mutluluğu alıp üstüne büyülü bir dil katın, öyle bir şey işte.

15 Ağustos 2017 Salı

Okuma Maratonu: Her Hafta Farklı Temalarda Kitaplar

16 yorum:
2 Aylık upuzun bir aradan sonra herkese merhaba! Blogdan bayadır uzağım. Bu süreçte ara sıra yayın sayfasını açıp yazmak istedim ama olmadı. Sanırım instagramdan paylaşım yaptıkça bloga girmek zor geldi. Keşke blogspot'un da düzgün bir telefon uygulaması olsa da girsek. Geçenlerde instagram hesabımı vakit alıyor diye kapatmayı düşündüm ama orası dışında da hayli işsizlik içinde geçirdiğim saatler olduğu için vazgeçtim. İki aydır ne yaptım, neler okuyup izledim, bunları başka bir yazıda paylaşacağım. Bu yazının konusu başlıkta da belirttiğim gibi bir okuma maratonu. ^.^ Peki bu maraton tam olarak nasıl olacak? Şöyle ki, hepimizin kitaplığında okumak isteyip de sürekli ertelediğimiz bir sürü kitap beklemekte. Bazısı altı aydır, çoğu bir seneyi aşkın süredir, azımsanamayacak kadarı da senelerdir el sürülmeden kitaplıkta bekliyor. Maraton vesilesiyle bekleyen kitaplarımdan seçtiklerimi okuyacağım. Fikir aklıma bugün geldi, hemen yarın başlayayım diyorum. Zaten eylülün 25'inde okulum başlayacak. Maraton da o tarihe kadar olacak. Bu haftayı yarım sayarsam, önümde 5 buçuk hafta var. Her hafta farklı bir tema seçip ona uygun kitaplar okuyacağım. Bir hafta bir tema için yeterli gelsin, en azından 3 - 4 kitap bitirebileyim istiyorum. O yüzden günlük sayfa limitim olacak. Her gün en az 300 sayfa okurum diye düşündüm. Bayram tatilinde bu sayı belki düşebilir ama elimden geldiğince sadık kalacağım.
16 Ağustos - 25 Eylül arasında yapacağım maratonun temaları şöyle olsun diye düşündüm:
* Türk Edebiyatı
* Latin Amerika Edebiyatı
* Dünya Klasikleri
* Felsefe Okumaları
* İki seneyi aşkın süredir okunmayı bekleyen kitaplar
Yarın Türk Edebiyatı ile başlıyorum, onun süresini bir buçuk hafta yapmaya karar verdim. Diğerleri için bir sıralama düşünmedim, o hafta hangi kategoriden okumalar yapmak istersem ona yöneleceğim. Kitapları günlük olarak instagram hesabımdan paylaşacağım, her hafta da buraya okuduğum kitaplarla ilgili bir yazı gireceğim. Siz de benim seçtiğim temalarla ya da kendinize uygun gördüğünüz farklı bir temayla etkinliğime katılabilirsiniz. Mesela birisi "Gözümüzü korkutan kitaplar" başlığını önerdi, bence çok uygun. ^.^
Maratonu yapmaktaki amaçlarımdan biri de okul açılmadan önce bol bol kitap okumak. Yüksek lisans yaparken istediğim kadar okuyabilecek miyim bilmiyorum. Aslında şimdiden okul için hazırlık yapmam gerekiyor, günde 1 saatimi bölüm hazırlığına ayırsam iyi olacak. Birkaç saati de dil hazırlığına ayırsam fena olmaz hani. Neyse bu başka yazının konusu. =D Umarım maratonum verimli geçer ve bu süreçte hepimiz çok güzel kitaplar okuruz. Herkese iyi geceler, yarın mutlu bir gün olsun. En kısa zamanda görüşmek üzere diyor ve sevgilerimi gönderiyorum. ❤❤❤


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...