Vampir romanı dediğimizde aklımıza hâlâ Dracula gelir, ama kurtadam romanı hep sahipsiz kalmıştı; Jake Marlowe ortaya çıkana kadar… O, zamanımızın bir kahramanı; gerçek bir anti-kahraman! Jake, kurtadamların sonuncusudur. 200 yılı geride bırakan Jake, içkisini elinden, sigarasını da ağzından düşürmeyen, cinsel hayatına düşkün bir kurtadamdır. Artık varoluşuyla ilgili bir krizin eşiğindedir, ancak gizemli bir şekilde, onun hayatıyla ilgili planları olan iki tehlikeli grupla, vampirlerle ve Av'la karşı karşıyadır. Hiç beklemediği bir anda tanıştığı bir kadın Jake'in hayatını altüst edecektir. Ama altüst olan sadece Jake'in hayatı mıdır? İngiliz yazar Glen Duncan, Son Kurtadam serisinin ilk kitabıyla efsaneye yeni, vahşi ve ateşli bir kimlik kazandırıyor. Sadece aksiyonu bol bir filmin erişebileceği bir sürükleyiciliğe sahip olan bu roman, aynı zamanda popüler kültüre, müziğe, edebiyata, sinemaya yapılan göndermelerle süslü. Duncan, nitelikli edebi üslubunu gotik romanın çıplak tekinsizliği ve macera romanlarının basit ama etkileyici anlatımıyla birleştiriyor.
Son Kurtadam, Jake'in tuttuğu günlüklerden oluşan bir kitap. Gerçekçi yanı ile ilk sayfalardan itibaren okuyucunun beğenisini kazanıyor. Jake Marlowe bir kurtadam, alkol ve sigara tüketiminde sınır tanımayan, zengin, yılların getirdiği kültürel birikime sahip ve cinsel hayatına düşkün biri. Tüm bu özellikleri onu sadece dolunayda dönüşen fantastik bir yaratık olmaktan çıkarıp gerçek bir karaktere oturtmamızı sağlıyor. Kitap abartılı olaylar içermiyor, hatta fantastikten ziyade aksiyon yönü ağır basıyor diyebilirim. Son kurtadam Jake'i yakalamak için harekete geçen DOKET(doğaüstü varlıkları yakalayan bir teşkilat) ve Jake arasındaki kovalamaca bu kitabın asıl konusunu oluşturuyor.
"Hala duygularım var ama onlara sahip olmak beni hasta ediyor... Sadece artık daha fazla yaşamak istemiyorum."
Kitap sadece kurtadamlar üstüne kurulu değil, vampirler de sahneye dahil oluyor. Çok ön planda olmasalar bile farklı bir ırkın daha oluşu Son Kurtadam'a çeşitlilik katmış. DOKET'in varlığı da okuyucunun farklı paranormal varlıkların kitabın negatif bölgesinde olduğuna dair bir hisse kapılmasını sağlıyor.
"Saatlerimi alevleri seyrederek, denize bakarak ya da yalnızca viskiden uyuşmuş, tilkilerin sessiz arkadaşlığıyla ısınmış bir şekilde uzanarak geçiriyorum."
"Seni seviyorum demenin şeytana layık bir günah olduğu zamanlar vardır."
Son kurtadam belli bir tempoya sahip. Ne çok geriyor ne de çok durgun geçiyor. Ama biraz uzatılmış olduğunu düşünüyorum. Sanki aynı olaylar daha hızlı ilerlese daha akıcı olabilirdi. İlk yarıda gerçekleşen önemli bir olay ilk yüz sayfada da verilebilirdi mesela. Glen Duncan serinin ilk kitabı olduğundan açıklamalı bir ilerleme yapmak istemiş sanırım.. Diğer kitapların daha heyecanlı geçeceğini düşünüyor ve umut ediyorum. ^_^
Beklediğim yorum *_* Anladığım kadarıyla fazla açıklamalarla vasatlaşan serinin ilk kitaplarının lanetinden kurtulamamış :/
YanıtlaSil"Seni seviyorum demenin şeytana layık bir günah olduğu zamanlar vardır." Her şeye rağmen bu alıntıya ölürüm ^^
Aynen kurtadam lanetinin yanında bi de o ilk kitap açıklaması laneti vardı. :3 Jake yüzyılların getirdiği edebi dokunuşlara sahip biraz daha romantik olaydı aşık olduğum kitap karakterleri arasına girerdi belki. :D
SilKitaba ilgim söndü resmen :( Bunun için sana teşekkür etmeliyim gerçi :*
SilBen beş üstünden 3.5 verdim aslında düşünülebilecek bir kitap ama beklentiyi büyük tutmamak gerekiyo kesinlikle *.*
SilÇevirmenin soy ismine çok güldüm. (İlkay Kurtoğlu) Acaba bilerek mi ayarlamışlar yoksa komik bi tesadüf mü? ;D
YanıtlaSilhahah iyi bir nokta yakalamışsınız :D
SilSon Kurtadam kitabını bitirdigimde bende aynı duygular arasında gidip geldim.Serinin diğer kitapları sanki Jake olmadan yavan kalacakmis gibi.. Ben okurken bu hikaye Jake'indi. Diğer kitapların başka seyirde devam etmesi beni biraz uzaklaştırdı.
YanıtlaSilYanıtla