29 Haziran 2015 Pazartesi

Kitap Yorumu Yapayım Derken Kitabı Karalamak

6 yorum:
Herkese merhaba. Bu yazımda kitap yorumu/ incelemesi yaparken dikkat ettiğim ve bana göre dikkat edilmesi gereken şeylerden bahsetmek istiyorum. Aslında böyle bir yazı yazma düşüncem yoktu, zaten kitap incelemesi konusunda kendime çok güvenmiyorum, süper eleştiriler yapmadığımın farkındayım yani. Ancak çok sevdiğim bir kitabı araştırırken denk geldiğim bir inceleme "eh yok artık" dedirtti ve bu konuda yazmam gerektiğine karar verdim.


Bildiğiniz üzere eskiden Kitap Canavarları'nın üyesiydim, son sınıfa doğru derslerim ağırlaştığı için turdan ayrıldım. İlk turlarımızdan birisi de İthaki   Yayınları'ndan çıkan Ötekiler Arasında'ydı. Tur içinde sanırım kitabı en çok beğenen ben oldum haliyle çok beğendiğimi belirten bir yazı yazdım. Kitap bana o kadar tanıdık geldi ki hakkında başka ne bulurum, kim ne demiş diye internette araştırma yaparken bir bloggerın yazısına denk geldim. Kendisini burada paylaşmayacağım çünkü kimseye bir suçlama yapmıyorum. Ötekiler Arasında yorumlarını incelerken hatrı sayılır bir kesmin kitabı fantastik olarak nitelendirmediğini gördüm, bana göre büyülü gerçeğin ve mistik edebiyatın en iyi örneğiydi, herkesin kendi düşüncesi ona bir lafım yok. İşte o denk geldiğim yazı kitabın fantastik olmadığını belirtmekle kalmamış, "...aranızda hâlâ Ötekiler Arasında'yı fantastik diye niteleyecek biri kaldıysa hepinizi tek tek Kitap'la ilgili tanıtımların yazıldığı başka, sığ bloglara alalım sevgili okuyucular. Burada sadece "fantastik" dendiğinde gerçek bir eser okuyunca doyanlar kalsın." gibi bir ifade kullanmış. Kitabı yerden yere vurmakla kalmayıp bir de okuyucuya hakaret etmiş yani. Bugüne kadar yaptığım kitap yorumlarında ağır eleştirdiğim tek kitap Tatlı Bela olmuştur. Onu da karalamadan, belli sınırlar çerçevesinde yaptım. Çünkü zevkler ve renkler tartışılmaz diye bir olgu var. Sizin beğenmediğinizi başkası beğenebilir, beğendiğiniz ise diğerleri tarafından olumsuz eleştiriler alabilir. Önemli olan o eleştiriyi yaparken okuyucu sadece bir yöne itmeden yapabilmek. Elbette görüşünü paylaşacaksın ama başkalarınınkine saygı duyacak şekilde yapacaksın bunu. Kimsenin kimseyi aşağılamaya hakkı yok. Bir avuç bloggerız zaten (kitap bloggerı olarak yani) eleştiri yaparken okuyucuya taş atmayın bari. Aynı durum geçtiğimiz günlerde Gözlerindeki Canavar kitabında da yaşanmıştı. Birkaç kişi kitabı öyle yerden yere vurdu ki konu okuyucuya kadar sıçradı. Ben bunu doğru bulmuyorum. Başkasının zevkine hakaret etmeye hakkınız yok, yorum yaparken buna dikkat edin lütfen. 




İnceleme yazısı yazarken her satırında olmasa da biraz objektif olmaya çalışalım, o yazıyı kendinizi tatmin etmek için koyacaksanız bir şey diyemem ama bu ne derece kitap bloggerlığı olur tartışılır. Okuduğumuz şeyi başkalarıyla paylaşabilmek gerçekten güzel bir şey, özellikle ortak zevklerde birkaç kişi bulunca bu paylaşımlar daha da keyifli bir hal alıyor. Eleştiriyi özgürce yapmak ama bunu yaparken karalamamak çok önemli. Birde bunun zıttı var, yayınevine yaranayım derken her kitaba şahaneydi bayıldım yazmak. Öylesi ayrı bir saçmalık neden yapılıyor anlam veremiyorum. o_o  Bu iki uca, karalamak ve abartmaya dikkat ettiğimiz sürece ortalarındaki özgür boşlukta sınırsızca yazabiliyoruz zaten. Gereken tek şey biraz özen, biraz saygı, biraz objektiflik. Abartılı yorumu okuyup kitabı alan okuyucuya da yazık, karalama yüzünden seveceği bir şeyi kaçıranada. Kafanızı daha fazla şişirmeden yazımı burada sonlandırayım, herkese iyi geceler. ^.^

27 Haziran 2015 Cumartesi

Çekiliş Var ^.^

52 yorum:

Herkese merhaba, resimde gördüğünüz üç kitabımı çekilişle hediye ediyorum. Uzun zamandır yeni bir çekiliş yapmak istiyordum şimdiye kısmetmiş. Kurallar her zamanki gibi, Rafflecopter ile yapıyorum, oradaki seçeneklerle çekiliş hakkı kazanıyorsunuz. Paylaşımları her gün yapanlar her gün fazladan hak kazanabilecek. Kargo ücreti bana ait, Türkiye dışına gönderim yapmıyorum. Bu arada her kitap bir kişiye gidecek, ilk kazananların seçme hakkı olacak. Hepsi de çok sevdiğim kitaplar, umarım çekiliş kazananları da severek okur. ^_^

Son katılım tarihi 15 temmuz olacak, açıklandıktan sonra kazananlar 48 saat içinde geri dönmeze yeni kazanan seçeceğim.  Çekilişe altta paylaştığım katılma şeysinden katılabilirsiniz. Herkese bol şans! ^.^


22 Haziran 2015 Pazartesi

Bir Kitap Kurdunun Hüznü: Almak İstediğin Kitapları Unutmak

9 yorum:
Herkese merhaba, daha önce "Bir Kitap Kurdunun Hüznü" başlığıyla okuma sorunumdan bahsetmiştim.  Yazıyı hatırlamak isterseniz buradan bakabilirsiniz. Bu seferki yazımda kitap alışverişi yaptıktan sonra aklımıza almayı çok istediğimiz kitapların gelmesi ve bunu almayı nasıl unuturum diyerek kendimizi yerden yere vurduğumuz durumdan bahsedeceğim. Umarım bunu yaşayan benden başka insanlarda vardır, bu konuda  yalnız hissetmek istemiyorum çünkü. *-*


Kayıp Balık Nemo'daki Dory'i hatırlıyorsunuzdur, hani şu unutkan olan balık. Heh işte ne zaman kitapçıya girsem adeta bir Dory oluyorum, geçen yaptığım D&R ziyaretinden sonra bu konunun küçük bir sorun olmaktan çıktığını fark ettim. Genelde kitap alışverişlerimi internet üstünden yaparım ama kitapçıda bakınırken  hadi yeni bir kitap alayım dediğim de oluyor. Bir sürü yeni kitap çıkmış, almak istediklerim dağ olmuş ama evde okunmayı bekleyen çok kitap var diye hepsini Tüyap'a ertelemişim. Kitapçıda en saf halimle dolaşıyorum, aa kitaba bak diyerek oradan oraya koşturuyoruz, İngilizce olanların kapaklarına "vaaoovv"luyoruz. (İçindekileri anlayamayınca tabii.) Öyle öyle bakınırken birden bayadır kitap almadığımı fark ediyorum. Artık aralarda koşturmaktansa hangisini alsam ki diye incelemeye başlıyorum. İşte o an beynim bana ihanet ediyor, almayı planladığım hiç kitap yokmuşçasına kafam boş. Onu mu alsam bunu mu alsam diye düşünürken sadece kapağına baktığım yabancı dildeki romanlara takılıyor gözüm. Şaka bir yana yabancı dilim o kadar kötü değil hani alsam çok zorlanmadan okurum, nedense şimdiye kadar hep çeviri okudum. Kitaplığıma orjinal dilinde bir kitap katmanın gazı boşalan kafamda büyüdükçe büyüyor ve çok yakında çevirisi çıkacak bir kitaba üç kitap parası verip mağazadan çıkıyorum. Sonra eve giderken fark ediyorum durumu, benim almak istediğim yüz bin tane kitap varken neden gidip alakasız bir şeye yapıştım? :ı


Okurken bu durum size çok büyük bir olay değilmiş gibi gelebilir ama benim için gerçekten önemli. Bugün bir çılgınlık yapıp hiç bilmeden bu kitabı aldım diye aldıklarımın çoğu kitaplığımın bir köşesinde öylece bekliyor. Örneğin şu an almak istediğim rahat bi' 50 kitap vardır, çok istediklerimse 10 - 15 tane sanırım. Bunları bloglarda, yayınevi sayfalarında görüp hevesleniyorum ama zaman geçtikçe almadığım için aklımdan gidiveriyor güzelim kitaplar. Mesela Kördüğüm, herkes bayılmış çok beğenmiş ama alamadım bir türlü, Sessizliğin Müziği, Kızıl Yükseliş... Bakın gene aklımdan uçmuş gitmiş çoğu Allah'ım bana neler oluyor. :D Kitapçıya girince almak istediklerimi neden unutuyorum anlam veremiyorum. Hep aynı şey başıma geliyor... Bundan sonra n'olur nolmaz diye almak istediklerimi liste yapıp yanımda taşıyacağım. Öteki türlüsü çok üzücü oluyor çünkü. :(  Benimle aynı durumu yaşayanlar, desteklerinizi bekliyorum. Gelin hep beraber bu soruna bir çözüm bulalım. o_o 

3 Haziran 2015 Çarşamba

Kitap Yorumu: Sessiz İntikam - Laura Landon

3 yorum:

Tanıtım Yazısı:
Leydi Jessica Stanton altı gün içinde yirmi beş yaşına girip kendisini, İngiltere’nin en zengin kadınlarından biri hâline getirecek kadar yüklü bir mirasın sahibi olacaktı. Bu gerçekleştiğinde de üvey kardeşi Colin, özgürlüğüyle birlikte tüm her şeyine el koymak için Jessica’ya saldıracaktı. Tek bir çözüm vardı: kendisine Colin’in karşısında durabilecek kadar güçlü bir eş bulmak. Fakat onu koruyabilecek birisini bulabilse bile, hangi adam sırrını öğrendikten sonra onunla evlenirdi ki?Northcote Kontu Simon Warland’ın iflasın eşiğine gelmiş olmasının yanı sıra, tüm Londra’da, müsrif babasının zamansız ölümünde bir parmağı olduğuna dair dedikodular da devam ediyordu. Artık onu her şeyini kaybetmekten koruyacak bir kadın bulmaya mecburdu. Fakat hangi kadın bir cinayet zanlısıyla evlenmek isterdi ki?Tamamen mecburiyetten bir araya gelen Jessica ve Simon evliliklerinin anlaşmalı bir evlilik olduğu konusunda uzlaşırlar. Fakat Simon’un kendisiyle evlenmesinin ardında yatan gerçeği öğrendiğinde, Jessica’nın kalbini hiçbir yasal evrak koruyamayacaktır, çünkü Jessica tüm çabalarına rağmen kocasına âşık olmuştur. Oysa aşk, belki de ikisinin de en çok ihtiyaç duyduğu şey olmasına rağmen, ikisinin de istediği en son şeydir.

Aspendos Yayınları'ndan çıkan Sessiz İntikam historical romance türünde bir kitap.Tarihi aşk romanlarına mesafeli yaklaşan beni bile kendine hayran bıraktı diyebilirim. Karakterler, konu, kitabın dili, akıcılığı yani kısacası her şeyi mükemmeldi.Finallerle boğuştuğum günlerde rahatlatıcı bir şeyler okumak istemiştim, birkaç kitap arasından Sessiz İntikam'ı seçtim, iyi ki de onu seçmişim. <3 Sessizliğiyle mutlu bir yaşantı süren Jessica'nın hayatına giren gürültülü ve mutsuz biri olan Simon'ın zoraki evliliklerinden doğan aşkı okumak çok keyifliydi. Kitap şirin bir masal gibi, okudukça sayfaları hızla çeviresiniz geliyor. Karakterlerden bahsedecek olursam, Jessica İngiltere Sosyetesi'nin görünmez kızı, ama bu durumdan rahatsız değil. Aksine  bir kenarda oturup insanları izlemeyi seviyor tabii bu sessizliğinin geçerli bir sebebi var. Onu kitabı okursanız öğrenirsiniz diyeyim. ^^ Her şey iyi giderken babasından kalan yüklü miras Jessica'nın hayatını tehlikeye atınca onu koruyacak bir eşe ihtiyaç duyuyor. Bu kısımda devreye karizmatikliğin doktorasını yapmışçasına çekici olan Simon giriyor. :3 Gizemli geçmişi, asabi tavırları ve borç batağında olması sebebiyle adamımız sosyete kadınlarının rüyalarını süsleyen birisi değil ama okuyucu olarak siz öyle düşünmüyorsunuz tabii. :D  İkisinin tanışma sahnesini okurken yelpaze gerekebilir kızlar şimdiden belirteyim. Öhöm, neyse. Simon höt höt birisi olduğundan başta bu evlilik olayına girmek istemiyor ama ortak çıkarlar baskın geldiğinden Jessica'yla hayatını birleştiriyor. Benim için kitabın en eğlenceli sahneleri evliliklerinin ilk zamanlarıydı. Aslında kitabın her bölümü çok güzeldi. Temposu hiç düşmüyor, ya Simon & Jessica ikilisinin arasında geçenlerle heyecanlanıyorsunuz ya geçmişi anlatan sahnelerde kayboluyorsunuz ya da kötü karakterli kısımlarda kendi kendinizi yiyorsunuz. *-* Açıkçası tarihi aşk romanı okuyup bu kadar memnun kalacağımı hiç düşünmemiştim. Yaz tatiline girdik sayılır, havalar da ısınıyor. Bunaltıcı günlerden kurtulmuşken rahatlamak isterseniz Sessiz İntikam'ı okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Başınız ağrıyorsa ağrı kesici almayın, Sessiz İntikam'ı okuyun geçecektir. :3

1 Haziran 2015 Pazartesi

Buralardayım! ^_^

4 yorum:
Herkese merhaba! Yazmayalı çook oldu biliyorum.:ı Okul bu sene aşırı yorucu geçti, boş zamanlarımın çoğunda da uyuduğum için pek ilgilenemedim burayla.:3 Diğer yazılara gelen yorumlara en kısa zamanda yanıt vermeye çalışacağım, biraz üşengeçliğim üstümde yayınlayıp geçtim kusura bakmayın. *-*

Şimdi ben bu aralar n'aptım... Mini anketten gelen sonuçlarla (fikrine değer verdiğim Kütüphanemden Kitap Manzaraları'nın özel katkılarıyla <3 ) Sessiz İntikam'a başladım, iyi ki de öyle yapmışım. Gerçekten şahane bir kitap. Bitmesine gıdım kaldı kaç gündür bekletiyorum, oturup on dakikamı ayırsam bitecek aslında ama bitirmek için oturup kitaba önemsiz eşya muamelesi de yapmak istemiyorum. :D Öyle garip bir döngü işte, bu gece bitiririm belki. 


Bugün stajdan boşluk bulunca arkadaşımla Sihirbazlık Okulunda Bir Türk'e gidelim dedik. Çok iyiydi diyemem ama çıktığımda izlediğim için memnun kaldığım filmlerden birisi oldu. Bel altı espriler yerine Harry Potter'a göndermeler daha çok olsaydı keşke bi' de belli bir konusu yok gibiydi.  Yine de komikti, boş vaktinizde gidin izleyin bence. 


Artık benim de anlamadığım bir dilde kitabım var. :D Hep özeniyordum insanlar çeviriyi beklemeden seri devamları okuyorlardı. Fangirl çok yakında Pegasus Yayınları'ndan çıkacak. D&R'de dolaşırken içimdeki havalı kitapları seven kız neden hiç İngilizce kitabın yok dedi ve birden kendimi kasada, kağıt kalitesi kese kağıdından hallice ama kapağı mükemmel derece şeker olan bu kitaba 33.5 tl öderken buldum. Öğrenci halimle içime oturdu ama olsun, kitaplığım en havalı kitabı Fangirl şu an eheheheh. 

Bu aralar böyleyim yani her zamanki gibi. :D Final dönemi kafamı bulandırdı o yüzden normalde yazdığımdan farklı bir tarzda yazmış olabilirim kusura bakmayınız. Kim bu aralar ne okuyor diye sorar ve Game of Thrones'un yeni bölümünü izlemek üzere kaçarım, herkese bol kitaplı günler! ^.^ 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...