30 Kasım 2014 Pazar

Okuyorum: Son Kurtadam - Glen Duncan

3 yorum:
Tanıtım:
 Vampir romanı dediğimizde aklımıza hâlâ Dracula gelir, ama kurtadam romanı hep sahipsiz kalmıştı; Jake Marlowe ortaya çıkana kadar… O, zamanımızın bir kahramanı; gerçek bir anti-kahraman! Jake, kurtadamların sonuncusudur. 200 yılı geride bırakan Jake, içkisini elinden, sigarasını da ağzından düşürmeyen, cinsel hayatına düşkün bir kurtadamdır. Artık varoluşuyla ilgili bir krizin eşiğindedir, ancak gizemli bir şekilde, onun hayatıyla ilgili planları olan iki tehlikeli grupla, vampirlerle ve Av'la karşı karşıyadır. Hiç beklemediği bir anda tanıştığı bir kadın Jake'in hayatını altüst edecektir. Ama altüst olan sadece Jake'in hayatı mıdır? İngiliz yazar Glen Duncan, Son Kurtadam serisinin ilk kitabıyla efsaneye yeni, vahşi ve ateşli bir kimlik kazandırıyor. Sadece aksiyonu bol bir filmin erişebileceği bir sürükleyiciliğe sahip olan bu roman, aynı zamanda popüler kültüre, müziğe, edebiyata, sinemaya yapılan göndermelerle süslü. Duncan, nitelikli edebi üslubunu gotik romanın çıplak tekinsizliği ve macera romanlarının basit ama etkileyici anlatımıyla birleştiriyor.

Yorumlamak için istediğim bir kitaptı, ilerledikçe fark ettim ki uzun zamandır okurken bir şeyler kattığını hissettiren bir kitap almamışım elime. Gerçek dünyayla bağlantısı o kadar iyi ki kurtadamlar ve vampirlerin sahiden aramızda olduğunu düşündürüyor. Ve kapağındaki yoruma yüzde yüz katılıyorum, bu kitap çocuklara göre değil. ^^
Siz neler okuyorsunuz?

22 Kasım 2014 Cumartesi

//KCBT// Kitap Yorumu: Yabancı: Melissa Landers

3 yorum:

Gezegenler arası öğrenci değişim programı kapsamında evinde L’eihrli bir lise son sınıf öğrencisini ağırlamaya hazırlanan Cara, bu sayede hem hayallerindeki üniversiteye ücretsiz gidebilecek hem de o gizemli L’eihrliler hakkında gazetecilerin uğruna öleceği bilgiler edinecektir. L’eihrli öğrenci Aelyx’in, ayakları yerden kesen yakışıklılığı da cabası.
Ama işler hiç de düşünüldüğü gibi yolunda gitmeyecektir, çünkü Aelyx’i okulda istemeyenler de vardır ve sayıları hiç de az değildir. Tehdit mektupları almaya başlayan Cara bir süre sonra Aelyx ile okula polis eşliğinde gitmek zorunda kalacaktır.
Okuldaki herkes tarafından dışlanan Cara’nın artık tek arkadaşı Aelyx’tir. Üstüne üstlük Cara ona sırılsıklam âşık olmuştur. Öte yandan Aelyx’in de ölümcül sonuçlar doğurabilecek sırları vardır. Büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olan Cara hem kendi hem sevdiği çocuğun hayatı hem de gezegeninin geleceği için bir ölüm kalım savaşı vermek zorundadır.

Erasmus'un gezegenler arası versiyonuyla başlayan kitap L'eihr gezegeninden Aelyx'in Cara'nın evine gelmesini konu alıyor. Cara okulun en gözde öğrencilerinden biri, sevgilisi ve sevgilisine katlanamayan en iyi arkadaşı ile bir şekilde hayatına devam ediyor. Sonra okul yönetiminden gelen teklif ile tüm hayatı bir anda değişiyor, bir L'eihrli'yi evinde konuk edecek. İnsanların bir kısmı uzaylılarla iletişime geçildiği için mutlu ama bir kısmı da onlardan ölümüne nefret ediyor. Nefret eden kesim kasabanın çoğunluğu olunca Cara için sıkıntılı günler başlıyor. Ta ki Aelyx ile aralarında bir şeyler başlayana kadar.
Go Kitap etiketi ile çevrilen Yabancı uzun zamandır elimi atmadığım bilim-kurgu türüne yeniden bakmamı sağlamış oldu. Farklı gezegenden gelen ve insanların yaşayış biçmine tamamen uzak olan Aelyx ve onu rahat ettirmek için uğraşan Cara ikilisi ilk başta birbirlerine karşı baya mesafeliler. Zamanla insanlar Cara'ya sırtını dönüyor ve o da kendini yeni arkadaşı Aelyx'in yanında buluyor. Kitap benim için ikisinin yakın olmasından öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrıldı diyebilirim. Öncesi biraz daha tanıtım gibi, konu geniş olduğu için haliyle bu tanıtma biraz uzun. Sonrasında ise asıl olaylar gelişmeye başlıyor. Gerçi en başından kitap gizemini koruyordu. En basitinden arka kapağını okuyup tamam yakınlaşacaklarmış ama kadınlara dişi diyen, neslin devamı için her cümlesinde rahatsız edici bir şekilde üreme lafını kullanan bu uzaylı ile Cara gibi şirin bir kız nasıl çıkacaklar diye düşünmeden edemiyor insan. :D Bu arada Cara uzun zamandır okuduğum en gerçekti YA kitap karakteriydi. Komik, eğlenceli, mükemmel değil ama zeki de. Karakteri sağlam olan kitapları her zaman daha çok sevmişimdir. Yabancı'nın en çok sevdiğim yönü Cara gibi bir karaktere sahip olmasıydı.


Son zamanlarda uzaylı temalı çok fazla kitap göremiyoruz ki olanların hepsi güzel çıkmıyor. Bu yüzden Yabancı'ya bir şans verin, sayfaların nasıl aktığını anlamadan bitirebileceğiniz bir kitap. 

Bizi böyle güzel bir kitapla tanıştırdığı için Go Kitap'a Teşekkürler ^_^


18 Kasım 2014 Salı

Interstellar - Yıldızlararası (2014)

Hiç yorum yok:

Dünya'nın yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı günlerde NASA, insan ırkının devamını sağlamak için farklı galaksilere gitmek üzere bir grup astronot gönderir. Bu insanlar solucan deliği dediğimiz mesafe kısaltıcı geçitlerle farklı bir sisteme geçerler ve dünya yok olmadan önce yeni bir gezegen bulmaları gerekmektedir. Film toz bulutlarından geçilmeyen, bitkilerin hızla tükendiği bir dünya döneminde başlıyor. Kısa bir süreyi burada geçiyoruz sonra hep uzaydayız. Interstellar'a girmeden önce kaç saat süreceğini bilmediğimden biraz uzun geldi, çünkü filmimiz 169 dakikaymış. :3 Ama kesinlikle sıkılmadım, aksine bazı sahnelerde böyle aaaaa diye kalıyorsunuz ufuk açıyor resmen. Uzun zamandır izlediğim en kaliteli film olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Uzay sahneleri görsel olarak o kadar gerçekçiydi ki bazen sanki o karanlıkta kalan benmişim gibi hissettim bi' de arkadan ses efekti veriyorlar iyice içine giriyorsun uzayın. :D Başrollerde Matthew McConaughey, Anna Hathaway ve Nolan filmlerinin klasikleşmiş ismi Michael Caine oynuyor ayrıca Şafak Vakti'nde Bella&Edward çiftinin kızını oynayan Mackenzie Foy'u bu filmde de kız rolünde görüyoruz. ^^

Interstellar temposu hiç düşmeyen, kaliteli oyunculuğu olan, görsel açıdan da tatmin eden bir film ama 169 dakika sadece bu klasik özellikler yüzünden geçmiyor. Film aşırı detay içeren, üstünde düşünülürse bazı şeylerin fark edileceği bir yapıt olmuş. Özellikle filmin başlarında Dr. Brand (Michael Caine) ve Cooper (Matthew) arasında geçen bir sahne çok dikkatimi çekmişti, "Onlar"ı vurguladıkları sahne. Spoiler olmasın diye bahsetmeyeceğim izlerken fark edersiniz.

Kısacası film vizyondan kalkmadan gidin izleyin. Görselliğin bu kadar ön planda olduğu bir film sinema perdesinde kendini daha iyi gösterir diye düşünüyorum. İzleyenler görüşlerini paylaşmayı unutmasın, herkese iyi günler! ^^

Okuyorum: Yabancı - Melissa Landers

4 yorum:

Tanıtım:
Gezegenler arası öğrenci değişim programı kapsamında evinde L’eihrli bir lise son sınıf öğrencisini ağırlamaya hazırlanan Cara, bu sayede hem hayallerindeki üniversiteye ücretsiz gidebilecek hem de o gizemli L’eihrliler hakkında gazetecilerin uğruna öleceği bilgiler edinecektir. L’eihrli öğrenci Aelyx’in, ayakları yerden kesen yakışıklılığı da cabası.
Ama işler hiç de düşünüldüğü gibi yolunda gitmeyecektir, çünkü Aelyx’i okulda istemeyenler de vardır ve sayıları hiç de az değildir. Tehdit mektupları almaya başlayan Cara bir süre sonra Aelyx ile okula polis eşliğinde gitmek zorunda kalacaktır.
Okuldaki herkes tarafından dışlanan Cara’nın artık tek arkadaşı Aelyx’tir. Üstüne üstlük Cara ona sırılsıklam âşık olmuştur. Öte yandan Aelyx’in de ölümcül sonuçlar doğurabilecek sırları vardır. Büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olan Cara hem kendi hem sevdiği çocuğun hayatı hem de gezegeninin geleceği için bir ölüm kalım savaşı vermek zorundadır.

KCBT olarak sıradaki turumuz Yabancı olacak. Kitap türünün hakkını kesinlikle veriyor ayrıca ana karakterleri çok sevdim. Detaylı yorumu çok yakında tur kapsamında yapacağım, siz bu aralar hangi kitabı okuyorsunuz? ^^

17 Kasım 2014 Pazartesi

Büyülü Ayraç 2. Yaşına Girerken

3 yorum:
Bloğumun 2. senesinin dolmasına sadece bir ay kalmış. Bu iki sene içerisinde kimi zaman her gün yazdım kimi zaman haftalarca ilgilenemedim ama çoğu şeyden çabuk bıkan biri olarak iki senedir blog tuttuğumu düşündükçe sevindirik oluyorum. :) Blog yazmanın en güzel tarafı da seninle aynı zevkleri paylaşan insanlarla tanışmakmış, Büyülü Ayraç aracılığıyla o kadar tatlı insanlar tanıdım ki. ^_^
Asıl doğum günü yazımı 16 Aralık'a saklıyor ve bu yazıyı yazma amacım olan duyuruyu yapıyorum. Geçen sene yaptığım gibi bu sene de hediye kitaplar vereceğim, çekilişi 5-10 gün sonra başlatacağım. Şimdiden haber vermek istedim. Okul biraz durgunlaşsın blogla alakalı yapmak istediğim bir iki etkinlik daha var, umarım seversiniz. :3

16 Kasım 2014 Pazar

NİHAYET GİDEBİLDİM! : TÜYAP KİTAP FUARI

5 yorum:
Başladığı ilk günden beri fuar hakkındaki her yazıyı, her fotoğrafı, her yorumu okumaya çalışan, gitmek için gün sayan ve son dakika da az daha gidemeyecek olan (üç buçuk attığım dakikalar) ben nihayet fuara gittim! :3 Bu seneki Tüyap Kitap Fuarı’nı tanımlamak için tek bir kelime isteseler kalabalık derdim. Aşırı bi’ kalabalık hem de. Gitmek için Cuma günün seçmez olaydık diyorum tüm ilköğretimlileri toplamışlar salmışlar fuara. Tabii ki o çocukların kitaplarla erken yaştan haşır neşir olması süper bir şey ama gitmeden önce bazı hazırlıklar yapılsa mesela öğretmenleri her çocuktan hangi kitapları almak istediklerine dair bir liste yapmalarını istese, oradan oraya koşturmamaları gerektiği ile ilgili bir uyarsa falan… Hem çocuklar daha bilinçli gider hem biz onların itiş kakışları arasında kaybolmamış oluruz.



Resimde de gördüğünüz gibi çok kalabalıktı, gitmek için en kötü günü seçmişiz sanırım ama olsun. Kalabalık muhabbetini uzatmadan bitiriyor ve hangi kitapları aldığıma geçiyorum.


Fuarda ilk olarak uğramak istediğim yer Metis Yayınları’ydı. Yerdeniz Serisi’ni set halinde satıyorlar güzel de bir indirim yapmışlar. Uzun zamandır almak istediğim bir seriydi, fuardan alınca daha bir hoş oldu.
Daha sonra kalabalıkta sürüklenerek ilerlerken Aspendos Yayınları’nı gördüm.  Üç kitap 20 lira ve yeni çıkanlar %50 indirimli olmak üzere iki kampanyaları var. Stant görevlisi çocuklara yeni çıkanların 3 kitap 20 kampanyasına dahil olmadığını anlatmaya çalışırken Günahkar Doğan, Lanetli Yıldız ve Sessiz İntikam’ı alıp hızlıca ayrıldım. Günahkar Doğan ve Lanetli Yıldız  cadıları konu alan bir serinin ilk iki kitabı. Almayı hep erteliyordum, dedim hazır fuarda kampanya var kaçırma al Berfin. :3 Sessiz İntikam’ı bir blogda görmüştüm, klasik romance gibi ama hem kapağı hem de konusu ilgimi çekti. Anlaşmalı evliliklerden doğan aşkların olduğu kitapları hep sevmişimdir.



Magisterium’u alacağımı fuara gitmeden duyurmuştum, Dogan Egmont’u bulur bulmaz da aldım. %20 indirimleri var yani fiyatlar meh meh ama burada Cass ve Holly Black’in birlikte yazdığı bir kitaptan bahsediyoruz. *.* 

Martı’ya gittim geldim, gittim bi daha gittim ama ilgimi çekmedi kitapları. He indirimleri süper ona diyecek lafım yok. Ciltli kitapları 15, diğerleri 10tl’ydi.


Dex’den sadece Meleğin Düşüşü’nü aldım.  4tl ve 9 tllik kampanyaları dışında pek bir şeyleri yoktu a bir de Kocan Kadar Konuş 15tl’ydi. Ama indirimde güzel kitapları var yani, Holly Black elinden çıkan Lanet İşleyiciler Serisi’nin ilk kitabı 5, diğer iki kitabı 9ar tl gibi mesela. ^^ Afişlerinde Daemon'u görünce bir duygulandım o ayrı tabii. Üstteki o Batman giyen kız benim bu arada gereksiz şişman çıkmışım ama neyse. :D


İthaki indirimleri fena değildi, stantlarına birden fazla kez gittim. Koralin’i elime almışken görevli şirin kız bu 10tl olur dedi ben de aa alayim o zaman diye gaza gelip aldım. Zaman Çarkı Seri’si 800küsürattan 500lü bir fiyata inmiş bu arada, çok istiyorum diyorsanız kaçırmayınız derim. Poelar %50 indirimde, yine bazı setler baya indirimdeydi.  Onların diğer kollarından biri olan Yabancı’ya da şöyle bir bakındım ama ilgimi çeken bir şey yoktu. 


Pegasus’a gelecek olursak. Adamların kitapları süper ve süperliğiyle doğru orantılı olarak baya pahalı. %25 indirimle Cadıların Keşfi ve devam kitabı olan Gecenin Gölgesi’ni aldım. Okumayı çok istediğim kitaplardı evet ama 44tl bayılınca birazcık içim acıdı, depolarından ikisini 35e alırdım ama olsun. Fuardan almak ayrı güzel oluyor hem. Stant görevlisi kız çok tanıdık geldi meğer Kitap Oburları’ndanmış.  Sonra Yeni Dünya’nın çevirmeni ve TheReadingLady bloğunun sahibi Onur abla ile tanıştım. Yeni Dünya’nın turunu biz yapmıştık, kitap gördüğü ilginin kat ve kat fazlasını hak ediyor geçekten Pegasus’a uğrayacaksanız Yeni Dünya’yı alın temposu hiç düşmeyen çok iyi bir distopyaydı.


Parodi standını arayıp bulamamıştım, küçük şirin bir stantları varmış meğer. Kitaplarının çoğu 10, bir kısmı ise 5tl’ydi. Kayıp’ı ilk aldığımda 10 sanıyordum stant görevlisi çocuk beş deyince şaşırdım diğer almak istediğim bir kitabı daha aldım. (Merlyn) 3. Salon 102 numarada olması lazımdı kenar stantlardan birindeler mutlaka uğrayın. 

On Küçük Nefes’i ise Hyperion’dan 12ye aldım, %25 gibi bir indirimleri vardı sanırım. Bu arada sahaf kısmına uğramayı unuttum daha doğrusu ilk başta nasıl geçeceğimizi bulamadık yemek yedikten sonra bakarım diye aklıma not ettim ama o kalabalıkta kaynadı gitti. Sahaflara uğramadan dönmeyin derim, Epsilon’un Yabancı’sı için bakınacaktım ama dediğim gibi bulamadım. :D
Fuar’a  bizim okuldan (MSGSÜ) kalkan ücretsiz servislerle gitmiştik dönüş saati çok geç olduğu için metrobüsle döndük.  Zaten servisler sadece haftaiçi var, haftasonu Anadolu yakasından metrobüsle rahat  gidebilirsiniz. Uzun sürüyor ama çok dolambaçlı değil en azından.
Bir fuar senesini daha böylelikle kapatmış olduk. Okumam gereken 90a yakın kitap biriktiğinden kitap almayı kendime yasaklıyorum, artık alışverişten ziyade yorum yazıları koyacağım yani. Fuarla alakalı başka sorularınız ya da gittiyseniz anlatmak istedikleriniz varsa yorum atmayı unutmayın, herkese iyi günler!


8 Kasım 2014 Cumartesi

TÜYAP Kitap Fuarı 2014

Hiç yorum yok:

Tüyap kitap fuarı ne zaman başlayacak diye gün sayıyordum. Ve nihayet 33. kitap fuarı bugün itibariyle başladı. Maalesef ben en erken önümüzdeki cuma gidebileceğim ama giden blogger arkadaşlarımız var. Onların ve yayınevlerinin sayfalarında paylaştıklarına bakarak az çok ortam nasılmış anlamaya çalışıyorum. :3
Öncelikle fiyatlar geçen seneye oranla daha iyi gibi duruyor. Bu fuar benim elimdeki kitapların büyük bir kısmını okuyana kadar yapacağım son alışveriş olacak o yüzden eli boş dönmek istemiyorum. Tabii şu an her şey babama bağlı bilinçaltına tüyapa gideceğimi geçen gün soktum artık gidene kadar tüyap der dururum anlar o ne  istediğimi :D
Fuara gidenler yavaştan bloglarına yazıları koyar sanırım ben de gider gitmez detaylı bir yazı yazacağım. Jüri zamanıma denk geldi biraz aslında o hiç iyi olmadı ama sağlık olsun, bekle beni Tüyap yakında geliyorum. *.*

4 Kasım 2014 Salı

Yeni Kitaplar, ÖO'ya Veda...

Hiç yorum yok:

Bugün kargo bana iki yeni kitap getirdi. Biri hepsiburada.com'dan sipariş verdiğim Cennet Ateşi Şehri. Ölümcül Oyuncaklar Serisi'nin son kitabı, (bunu yazarken içim kan ağlıyor o.o) hiç bitsin istemiyorum hiçç. :( Zaten çıkalı baya oldu ama ben geç aldım, elim gitmiyor okumaya, veda etmeye hazır değilim.
Son Kurtadam İthaki'den gelmesini beklediğim bir kitaptı, resimde çıkmamış ama kapağında uluslararası bestseller yazıyor. Beklentileri her açıdan yüksek tutan bir kitap.
Önce hangisini okuyacağıma gelecek olursak tabiki de Kurtadam! Cennet Ateşi Şehri'ni böyle uzun bir süre sonra okumayı planlıyorum sömestra bile atabilirim yani o derece.
TÜYAP yaklaşırken internetten alışveriş yapanınız var mı? (düzeltme İstanbul'da oturanlar.) Fuarı heyecanla bekliyorum ama ne yalan söyleyeyim çoğu yayınevinin internet sitelerindeki fiyatları daha uygun. Hele depolarına giderseniz - genellikle sirkeci/cağaloğlu taraflarında - aşırı indirimli oluyor kitaplar. Tüyap'a daha çok kitap kaynayan bir ortamda dolaşmak için gideceğim diyebilirim, tabii ki de kitapsız dönmem ama çok bir şey de almam, sanırım. :3


2 Kasım 2014 Pazar

Bu Hafta Okumayı Planladıklarım

6 yorum:

Şahmelek'i dün akşam bitirdiğimden yeni bir hafta için yeni kitaplar seçeyim dedim. Okuma sıram yukarıdan aşağı olacak, bir aşk kitabının hemen peşine başka bir aşk kitabı okumak istemediğimden araya farklı türler koydum. Yoksa önceliğim Pabucumun Ajanı olacaktı. :) Büyünün Rengi Diskdünya Serisi'nin ilk kitabı, fazlasıyla merak ettiğim bir kitap. İçimdeki Psikopat'ı incelemem için yayınevi göndermişti, gerili türünde okumayalı baya olmuştu, nihayet bu türde bir şeyler okuyabileceğim. *.* Pabucumun Ajanı Asude'nin kitabı olduğundan okumadan tavsiye ediyorum, kesin çok tatlı bir aşk hikayesi çıkacak karşıma. ^_^

Bu hafta okumayı planladıklarım bunlardan oluşuyor, umarım üçünü yedi güne sığdırıp bitirebilirim. Okul yoğunlaşmaya başladı falan ama sırf vapur bana günlük en az yarım saat okuma imkanı sunuyor zaten. Otobüste okumaya da alıştım mı tamamdır. Sizin bu haftaki okuma listeniz nasıl, yorum atarak kitaplarınızdan bahsetmeyi unutmayın, herkese haftaiçi fişek hızıyla geçecek güzel bir haftasonu dilerim. *.*
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...