19 Ağustos 2015 Çarşamba

Buzkentin En Soğuk Kızı - Holly Black / Kitap Yorumu

10 yorum:


Merhabalar, bugünkü yazım Artemis Yayınları'ndan çıkan Buzkentin En Soğuk Kızı hakkında olacak. Kitabı okumayı çevrildiği andan beri istiyordum ama Türkçe'si çıktığında çok yoğun bir dönemdeydim, alamadım falan. Geç olsun da güç olmasın diyelim, en azından boş vaktimde rahat rahat okumuş oldum. :3 Öncelikle şunu  söylemeliyim ki Holly Black'in vampirlerini çok sevdim.  *.* Konuyu bilmeyenler için kısa bir özet geçeyim: Buzkentin En Soğuk Kızı vampirleri anlatıyor. Vampirlerin açığa çıktığı bir dünyada insan ölümlerini olabilecek en az düzeye indirmek amacıyla kuruşmuş Buzkentler var. Bir nevi vampir hapisaneleri olan bu yaşam alanlarına vampir olmak umuduyla gelen insanlar da girebiliyor. Ama şöyle ki, girmek ne kadar kolaysa çıkmak da o derece zor. Zaten buzkentlere giden insanların çoğu vampirlerin yemeği oluyor, dönüşmek istiyorsanız şansınız yaver gitmeli, insan sayısı yeterince azken vampirlerin  yenidoğanlara ihtiyaçları yok yani. 


Kitabın geçtiği zamandaki insanların yerine kendinizi koyun, vampirler gerçek, ölümsüzlük gerçek. İnsanlar geceleri güvenli olmayan sokaklarında yaşayıp rutin işlerine devam ederken başka bir yerde sizden her açıdan üstün büyüleyici yaratıklar var. Bu da özellikle ergenlik çağındaki kesimin hayattan soğumasına, ölümsüz olabilmek için buzkentlere gitmesine neden oluyor. İnsanlar vampirlerin nereden geldikleri konusunda hala bilgisiz, bunun bir çeşit virüs mü yoksa bedeni ele geçiren karanlık güçler mi olduğu bilinmiyor. Çoğu insan için onlar buzkent balolarında izledikleri görkemli yaratıklar. Sonsuz gençlikleri ile yaşayıp eğleniyorlar, en azından televizyonlar ve internet yayınları onları böyle gösteriyor.

Holly Black'in vampirlerini çok sevdim demiştim, buradaki vampirler diğer kitaplarda okuduklarıma kıyasla daha hüzünlü varlıklardı. Okurken duygularındaki gel-gitleri hissedebiliyordunuz. Vampirlerin psikolojik durumlarını bu kadar detaylı aktaran başka bir kitap okumadım sanırım. Belki Dracula'yı yarıda bırakmasaydım durum böyle olmayabilirdi tabii bilemedim şu an. =D Holly Black'in yarattığı vampirler ara ara kötüleşen bir rüyada gibilerdi, sıradan şeylerle ilgilenirken bir an delirebiliyorlardı. İlk defa bir kitapta vampirlere bu kadar takıldım, gerçekten ilginçti ve okuyucuyu ölüm - sonsuz yaşam ikilisini düşünmeye itiyordu.

15 Ağustos 2015 Cumartesi

Alınacaklar Dosyası

15 yorum:
Herkese merhaba! ^.^ Haziran ayının sonunda almak istediğim kitapları unutmakla alakalı bir yazı yazmıştım, hatırlamak isterseniz buradan bakabilirsiniz. Bu gerçekten canımı sıkan bir durumdu. Unutkan yanımı hiç sevmezken  üstüne bir de almak istediğim o şirin kitapları unutuyor olmam... :( Neyse detayları yazımdan bulabilirsiniz, çözümünü de buradan. :3 Çok sevdiğim bloggerlardan biri olan  Kütüphanemden Kitap Manzaraları'nın önerisi ile kendime bir "Alınacaklar" klasörü açtım. Sonra içine yayınevlerine ayırdığım klasörler ekledim ve aklıma gelen kitapları yerleştirdim. (Yazar bu kısmı anlatırken çok mutlu. =') ) Artık kitap alacağım zaman kararsız kalmama & çok düşünmeme gerek yok. Ayrıca almak istediğim kitaplar gördükçe klasöre ekliyorum, böyle böyle Tüyap'a kadar baya kitap birikecek sanırım heheheh.




Resimde gördüğünüz şekilde ayrı ayrı klasörler açtım. Şimdilik aklıma gelenler bunlardı, farklı kitaplar ve farklı yayınevleri ekledikçe klasör sayısı artar tabii. Böyle düzenli bir sisteme geçmek gerçekten çok iyi oldu. Almak istediğim bir kitap olunca tek yapmam gereken resmini sürüklemek olacak.













Dosya içlerine kitap - yazar ismi olan kapak resimlerini koydum, almak istediğim serileri direkt seri olarak ya da ilk kitabıyla kaydettim. Bundan sonra hangi kitabı alsam diye düşünmeyeceğim, o konuda içi rahat. Aynısını izlemek istediğim filmler için de yaptım, bazen izleyecek bir şey ararken neredeyse film  uzunluğunda zaman harcadığım oluyordu o sorunu da ortadan kaldırmış oldum. Bu şahane fikir için Kütüphaneden Kitap Manzaraları'na çok  teşekkürler. ^_^

10 Ağustos 2015 Pazartesi

Eksik Parça - Michelle Hodkin / Kitap Yorumu

2 yorum:

Bir gün uyandığında son birkaç gününü hatırlayamadığını düşün... Mucizevi bir şekilde kurtulduğun kazada tüm arkadaşlarını kaybettiğini, Ailenin yeni bir sayfa açmak için taşınmak zorunda kaldığını, Kendi geçmişinle ilgili senden daha fazlasını bilen bir çocukla tanıştığını, Tüm yaşadıklarından sonra yeniden âşık olabildiğini, Gerçek olması imkânsız halüsinasyonlar gördüğünü, Aklını kaçırdığından endişelenmeye başladığını düşün. Ne yapardın? Mara Dyer işte bu sorunun cevabını öğrenmek üzere…

2015'in en kafa karıştırıcı kitabını yorumlamak üzere karşınızdayım. Eksik Parça'yı okumaya başladığım andan itibaren gizem - gerilim  dolu satırların etkisi beni sardı sarmaladı arkadaşlar ayıptır söylemesi biraz da beynim sulandı. :D Uzun zamandır saatlerce bir kitabın başında durmamıştım onun da etkisi var tabii. Bu kitabın yorumunu yapmadan önce bir iki bilgiyi tazelemeliyim sanırım, yoksa ortaya kopuk bir şeyler çıkacak.

Ana karakterimiz Mara, lise öğrencisi, 17 yaşında, iyi bir aileye sahip fakat yaşadığı travmanın ardından psikolojisi ağır derecede bozulmuş biri. Okurken bunu ciddi ciddi hissediyorsunuz, özellikle  de Mara'nın zaman kavramını kaybettiği sayfalarda. *.* Kitabın giriş kısmı okuyucuya bol miktarda soru işareti veriyor. Başlarda sanki kopuk sahnelerden oluşan bir film izliyor gibiyiz. Aslında Eksik Parça'nın sadece psikolojik- gerilim , gizem  kısmına bakacak olursak tüm kitap için kopuk bir film diyebilirim. Mara'nın zihni bulanık bir su gibi ve onunla beraber okuyucu da önünü göremeden yüzüyor. 


Kitap ilerledikçe yazar bu kafa karışıklığını dengelemek adına önümüze  klişe olaylar, bilindik karakterler koyuyor. Bu kitabın biraz sıradanlaşmasına neden olmuş gibi. Ama gizem perdesi devam ettiği için bunu görmezden gelebiliyorsunuz. Zaten daha sonra başta bilindik gelen karakterler kendilerine has özellikleriyle öne çıkıp kitaptaki gizemin bir parçası oluyor.

7 Ağustos 2015 Cuma

Yaz Tatilinde Okuyabileceğiniz 10 Kitap

12 yorum:

Yaz tatilinde deniz kum güneş üçlüsünden uzaktaysanız ve evinizde sıkılarak oturuyor, internette vakit öldürüyorsanız daha eğlenceli ve daha faydalı bir aktiviteye geçebilirsiniz, yani kitap okumaya. ^.^ Son zamanlarda evde çok sıkılıyorum ve bilgisayar başında vakit geçirdikçe gereksiz yere zaman öldürdüğümü fark ettim. Eminim benimle aynı durumda olan bir sürü kişi vardır. Yazın bu boş vaktinizin çoğunu kitap okumaya ayırabileceğinizi düşünerek 10 kitaptan oluşan bir okuma listesi hazırladım. Bu kitapların hepsi beğenerek okuduğum, rahatlıkla tavsiye edebileceklerimden oluşuyor. Ayrıca seçtiklerim yaz sıcağında okunması kolay olan, akıcı kitaplar. İçlerinde okuduklarınız varsa ya da tüm listeyi okuduysanız yorum olarak yeni kitaplar önerirseniz  sevinirim. Ve işte 10'dan geriye sayarak yaz okuması kitap listem geliyor. :3 

10. Koralin ve Gizli Dünya - Neil Gaiman

Koralin Neil Gaiman kaleminden çıkan kısacık bir fantastik öykü. Kapıların ardında, dolapların ya da devasa ağaçların içinde farklı dünyalar olduğuna inanarak büyüdüyseniz bu hafif ürpertici hikayeyi çok seveceksiniz. Ayrıca kitabın filmi de yapılmış, okuduktan sonra onu da izleyebilirsiniz.


9.  Silber - Kerstin Gier

Silber yeni bitirdiğim ve listeye koyacak kadar sevdiğim bir kitap. Rüyalarda kaybolmak isteyen herkesin beğeneceğini düşünüyorum. Ayrıca yazarın anlatımı ve yarattığı karakterler çok iyiydi. Pegasus Yayınları'nın bu yaz çıkarttığı en iyi kitap olduğunu düşündüğüm bu şirin kitabı her fantastik sever okumalı derim. ^.^


8. Dikkat! Aşk Çıkabilir - Asude

Dikkat Aşk Çıkabilir  bu listenin en eğlenceli kitabı sanırım. :3 İlkim ve Martin'in zoraki evliliklerinden doğan aşklarını romantik komedi tadında anlatan harika bir kitap. Yalnız kamusal alanlarda okumamanızı tavsiye ederim, kahkaha atmamak için kendinizi zorluyorsunuz ve sonu rezil olmakla bitebiliyor. :D 


7. Bülbülü Öldürmek - Harper Lee

Amerika'da geçen kitap, afro - amerikalıl bir adamın beyaz bir kadına tecavüz ettiği iddiasıyla açılan davayı ve çevresinde gelişen olayları konu alıyor. Kitabın konusu ağır olsa da bu hikayeyi çocukların gözünden okuduğumuz için ortaya rahat okunan, merak uyandırıcı  bir kitap çıkmış. Bazı kitaplar vardır, dünya edebiyatına kök salmıştır ve mutlaka okuyun denir. Bülbülü Öldürmek de onlardan biri. Harper Lee'nin yıllar sonra yazdığı  yeni kitabının Türkçe çevrisinin  çıkmasına bir iki ay kalmışken ilk kitabını bu yaz okuyun derim.  


6. Bataklıkta Gece Yarısı - Nora Roberts

Nora Roberts denildiğinde aklıma mükemmel ötesi erkek karakteri ve alt tonlarında fantastik olan gizemli aşk romanları geliyor. Bataklıkta Gece Yarısı devasa evleri, hayaletleri ve sisli geceleri sevenlerin beğenerek okuyacağı bir aşk romanı. Daha önce Nora okumadıysanız ilk kitap olarak güzel bir başlangıç olacaktır, okuduysanız ve yazarın kalemini sevdiyseniz zaten Bataklıkta Gece Yarısı'nı da beğeneceksinizdir. Gece okumaları için ideal. 


5. Kemikler Şehri - Cassandra Clare (Ölümcül Oyuncaklar #1)

Cassandra'nın birbirinden farklı fantastik yaratıklarla dolu serisini henüz okumadıysanız bu yaz başlayabilirsiniz. 6 kitaptan oluşan seri genel olarak, yarı melek yarı insan olan Gölge avcılarının dünyamızı kötülüklerden korumasını ele alıyor. Cass'in anlatım tarzı ve yarattığı her karaktere tek tek özenerek kitapta yer vermesi bu serinin en sevdiğim yanlarından sadece ikisi. *.* Spoiler almadan okumaya başlayın derim çünkü seri boyunca gerçekleşen kilit olaylar var ve bir sürü kişi yanlışlıkla bu bilgileri öğrendiği için seriyi okumaktan vazgeçti. :D Kemikler Şehri'nin filmi çıktı, ayrıca yapım aşamasında olan bir dizisi de var. Kitabından sonra filme göz atabilirsiniz şahsen ben beğenmiştim. 


4. Açlık Oyunları - Suzanne Collins
 Dünya çapında fenomen olan distopik seriyi mutlaka duymuşsunuzdur. Büyük ihtimalle çoğunuz okumuştur diye düşünüyorum ama okumayanlar varsa diye onu da listeye ekledim. Açlık Oyunları karnınızda gergin bir hisle okuyacağınız, temposu yüksek şahane bir kitap. Serinin devamları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ama zevk meselesi, okuyun siz karar verin. 


3. Yerdeniz Büyücüsü - Ursula K. Le Guin

"Sanırım Yerdeniz Büyücüsü'nün en çocuksu yanı konusu: Büyümek. Büyümek, benim yıllarımı alan 

bir süreç oldu; bu süreci otuz bir yaşımda tamamladım -ne kadar tamamlanabilirse; o yüzden de çok

 önemsiyorum. Çoğu genç de önemser. Ne de olsa esas işleri budur: Büyümek." -Ursula K. Le Guin

Listedeki en özel kitaplardan biri Yerdeniz Büyücüsü. Yazar okuyucusunu, uykuyla uyanıklık arasında bir yerlerde var olan Yerdeniz Diyarı'na davet ediyor. Büyünün her tonunu hissettiren kitap başta üçleme olarak tasarlanan bir serinin ilk kitabı, sonradan bu üçlemeye üç kitap daha ekleniyor.   Çevik Atmaca'nın öyküsünü anlatan kitabı henüz büyümediğini düşünen herkes okumalı. (Hangimiz gerçek anlamda büyüdük ki?) 



2. Bütünün Bir Parçası - Steve Toltz

Bütünün Bir Parçası'nı okuyalı o kadar çok oldu ki açıkçası konusunu tam anlamıyla hatırlamak için internette biraz bakınmam gerekti. Kitabı Alkım'da gezerken hakkında hiçbir şey bilmeyerek almıştım. Hüzünlü yaşamları esprili bir dille ele alan içinde her şeyi barındıran süper ötesi bir yapıtla karşılaşacağımı, 710 sayfanın farkına varmadan akıp gideceğini bilsem çıktığı an gider alırdım. *-* Okuyun ve okutun diyorum.  İlk cümlesiyle okuyucuyu etkisi altına alan nadir kitaplardan biridir, öykü içinde öykü, birbirine girmiş yaşamlar ve bunların hepsi Bütünün Bir Parçası.


1. Harry Potter ve Felsefe Taşı - J. K. Rowling

Ve listenin 1 numaralı kitabına geldik. ^.^ Fantastik denildiğinde akla gelen ilk kitaplardan biri, çoğumuzun birlikte büyüdüğü Harry Potter... Önce filmlerini izleyip sonra kitaplarına geçen birisi olarak, kitapları filmi izleyen - izlemeyen herkese şiddetle tavsiye ederim. Keşke hafızamı silebilsem ve seriyi en baştan tekrar okusam. :( Felsefe Taşı birkaç saatte bitirebileceğiniz bir kitap. İlk kitapta karakterlerin en minik halini görüyoruz, hepsi o kadar şekerler ki. Snape kızdığında ağlıyorlar falan. :D Her neyse, eğer siz de benim gibi filmlerini izlemiş ama kitaplarına başlamamışsanız Harry Potter kitapları bu yaz tüm sıkıntınızı alabilir. Yalnız seri bittikten sonra aynı güzellikte kitap bulamayacağınız için çok üzüleceksiniz şimdiden söyleyeyim. Bu üzüntüyü gidermek adına seri bitmeden Pottermore'a üye olmanızı öneririm. :3 


Yaz tatili için önerdiğim 10 kitap böyleydi. Bu arada bazılarının yorumları blogumda mevcut. Onları incelemek isterseniz diye aşağıya linklerini bırakıyorum. Sizin de bana önermek istediğiniz kitaplar varsa lütfen yorum atmayı unutmayın, herkese iyi tatiller!


Silber Kitap incelememe buradan, Dikkat Aşk Çıkabilir'e buradan, Bülbülü Öldürmek kitap yorumuma buradan ve Pottermore Nedir? yazıma buradan ulaşabilirsiniz. 

6 Ağustos 2015 Perşembe

Silber - Kerstin Gier / Kitap Yorumu (Rüyalar Kitabı #1)

1 yorum:


Uzun zamandır almak istediğim kitabı nihayet okudum da yorumunu yapıyorum eheheh. Kitabın tanıtımları yapıldığı zaman kapağına vurulmuştum, Gerçekten  kapak tasarımı şahane değil mi? Ayrıca dokusu ve kağıt kalitesi çok iyi, başka bir yayınevinden çıkan kitabı Pegasus'tan çıkanla kıyaslayınca aradaki farkı hissedebiliyorsunuz. Kitap fiyatları öğrenciler için uygun olmayabilir ama en azından verdiğimiz paraya değiyor. ^.^

Silber'in kapağına vurulan tek insan ben değildim tabii çıkar çıkmaz alanı çok oldu. :D Haliyle benden önce okuyanların görüşlerini öğrenme fırsatım oldu, hani dışı harika içi fos bir kitapsa falan almayacaktım. Ya da dayanamayıp alabilirdim de neyse. :3 Ayrıca yazarının yine Pegasus Yayınları'ndan çıkan "Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer" adlı bir serisi daha var. Zaman yolculuklarıyla alakalı olduğu için almak istemedim, o konu pek ilgimi çekmiyor ama serinin beğeneni çok. ^^  Kerstin Gier yeni çıkış yapan bir yazar değil yani. 


"Bir insanı en iyi tanıyabileceğin, zayıflıklarını ve sırlarını en iyi öğrenebileceğin yer rüyalarıdır."

Kitap fantastiği rüyalarla birleştirerek işlemiş." Rüya Kapısı" diye bir şey var, insanların rüyalarına açılan ve onların karakterlerine göre şekil alan kapılar. Mesela ana karakter Liv'in kapısı yeşil renkti ve tokmağında kertenkele vardı. Başkasının kapısından geçmek ve rüyasına girmek için için ona ait özel bir eşyayla uyumuş olmanız gerekiyor. Tabii sadece bu yetmiyor, rüya kapılarından haberdar olan kişiler kendi kapılarına şifreler, kilitler gibi koruyucu bir takım şeyler koymuş olabiliyor. Yani bu gerçekse bizim rüya kapılarımız yol geçen hanına dönmüş olabilir. :D Silber'in en çok sevdiğim yanı rüyalara böyle değişik bir bakış açısı getirmesiydi, kapılar, kapıların bulunduğu koridorda gezinmek gibi gibi. Hatta heves ettim kendi kapım olsa nasıl olurdu diye düşünerek çizmek istiyorum. ^.^


Karakterlerin çizimlerinin olduğu bir fanpage buldum, bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.  Liv için böyle bir çizim yapmış, benim kafamdakiyle pek örtüşmedi açıkçası. 

Silber'in karakterlerini çok sevdim. Hepsi özenle yaratılmış gibi detaylı özelliklere sahipti. Ayrıca hiçbiri birbirine benzemiyordu bu da herhangi bir karakterle alakalı kısmı okurken onu daha çok hissetmemi sağladı. ^^ Diğer yorumlarıma baktıysanız kitap okurken karakter analizi yaptığımı ve derinliği olan karakterleri sevdiğimi bilirsiniz. Silber bu açıdan benden tam puan aldı. 

Kitaba Goodreads'te 5 üzerinden 4 puan verdim. Aslında başlarken 5lik bir kitap okuyacağımı düşünmüştüm  ama yer yer biraz çocuksu geldi. Bir de kitaptan daha çok gotik betimlemeler bekliyordum açıkçası. Kapak ve tanıtım yazısı beni o açıdan umutlandırmıştı :D Bu konuyu Neil Gaiman işlemiş olsa belki daha çok severdim. Böyle dedim diye beğenmediğim düşülmesin tabii, eksik bulduğum yönleri olsa da Silber'i beğenerek okudum.

"Yuvan kitaplarının olduğu yerdir."

Kitap genel olarak böyle. ^^ Fantastik yanının dışında romantizm de içeriyor yani young - adult bir paranormal romance türünde olduğunu söyleyebilirim. Çevirisi güzel, dili akıcı ve kolay okunuyor. Boş zamanınız varsa elinize aldığınız gün bitirebilirsiniz. Umarım okumayı düşünenler için faydalı bir inceleme olmuştur. Bahsetmediğim birçok yönü kaldı ama onları da okudukça öğrenirsiniz artık. :3 




5 Ağustos 2015 Çarşamba

İşgalci - Melissa Landers / Kitap Yorumu

Hiç yorum yok:


Merhaba, bugün Go Kitap etiketiyle çıkan İşgalci hakkındaki görüşlerimi yazacağım. Öncelikle şunu belirteyim, İşgalci Yabancı'nın devam kitabı. Yani ilk kitabı okumadıysanız bu yazı sizin için spoiler içeriyor olabilir. Uyarımı da yaptığıma göre yorumuna başlayayım. ^.^

Bilim - kurgu türüyle aram pek iyi değildir çünkü uzaylılarla alakalı kitapların çoğuna adapte olamıyorum, bana çok uzak, sıkıcı geliyorlar. Hatta bu yüzden Yabancı'ya beklentimi olabildiğince düşük tutarak başlamıştım. Kitabı okudukça ve konuya dahil oldukça çok sevmiştim. Evet yine farklı bir gezegen, gelişmiş teknolojiler falan var ama asıl konu gezegenler arası öğrenci değişimi. Bu sayede ağır bir bilim- kurgudan ziyade liseye giden iki gencin arasında geçenleri okumuş gibi oldum, bilim- kurgu biraz daha geri plandı kaldı . 

Blogda Yabancı yorumum da mevcut, ilk kitap hakkında ne düşünmüşüm bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz. 

İşgalci ara kitap olmasına rağmen başarılıydı. Çoğu serinin ara kitabı geçiş niteliğinde olduğundan devamına hazırlık gibi oluyor bu da kitabı sıkıcı kılıyor. İşgalci'nin bu klişeye takılmamış olması güzeldi. Cara ve Aelyx farklı gezegenlerde oldukları için aralarındaki ilişkiyi kitabın son dilimine kadar pek gözlemleyemiyoruz. Bu benim için ufak bir eksiydi, Cara Dünya'ya daha erken dönebilirdi ya da Aelyx kısa bir süre için L'eihr gezegenine uğrasaydı, ikisinin farklı bir gezegende nasıl yaşayacaklarını bu kitapta görsek güzel olurdu. 

Bu serinin en sevdiğim yanı ana karakterlerin hepsinin gerçekçi olması. Eğlenceli diyaloglar ve sağlam ilişkiler okurken keyif aldığım şeylerdi. Ayrıca ilk kitaptan beri Cara'yı karakter olarak çok seviyorum. Okuduğum en iyi kız karakterlerden birisi. Komik, zeki, eğlenceli, mantıklı ve tüm bunlar onu sert biri yapmıyor aksine kız gibi kız. :D Aelyx'i henüz tam olarak çözebilmiş değilim, ilerki kitapta onu da analiz edeceğim inşallah. :3 

İşgalci akıcı bir dile sahip, kolay okunan bir kitap olsa da ilk yarı biraz durgundu. Cara'nın L'eihr'de geçirdiği zamanlarda gezegeni tanıyorsunuz iyi hoş ama orada yaşayanlar hakkında çok bilgi edinemiyorsunuz. Bu da benim gözümde L'eihr halkının yapısını biraz havada bırakan bir durum.

Kitabı okuma sürem gereğinden uzun sürdü. Başlarken en fazla 3 güne bitiririm diyordum ama o üç gün 2 haftayı geçti galiba. :D Bunun bir kısmını kitabın ilk yarısının durgun olmasına, diğerini de sıcaklara bağlıyorum. Hava bu aralar o kadar bunaltıcı ki dışarı çıkıp gezmek işkence, evde kapalı kalmak ayrı bir işkence. :0 Umarım en kısa zamanda havalar soğur, en azından evde piştiğimiz günler geride kaldı ama bir hafta boyunca yağmur yağsa, serinlesek fena olmazdı. *-*

Kitabın son çeyreğinde olaylar gelişmeye başlıyor ve birden yüksek tempoya girip son sayfalara kadar öyle devam ediyoruz. Üçüncü kitabı büyük bir heyecanla bekliyorum diyemem ama çıkar çıkmaz alıp okumak isterim çünkü merak uyandırıcı şeyler gerçekleşti. :3  Kısacası Yabancı ve İşgalci farklı konularıyla kitaplığımda "uzaylılar" olarak yerlerini alan iki şirin kitap oldular. Unutmadan kapak tasarımlarının çok hoş olduğunu belirteyim. Seriyi incelemem için gönderen Go Kitap'a çok teşekkürler. 

2 Ağustos 2015 Pazar

Uzun Bir Aradan Sonra Yeni Kitaplar Almak ^-^

12 yorum:
Herkese merhaba, bu yazımda geçtiğimiz günlerde yaptığım kitap alışverişimden bahsedeceğim. En son haziran ayında D&R'den Fangirl'i almıştım işte o günden bu yana ilk kez kitap aldım. :3 Gerçi öyle çok fazla bir şey almadım çünkü gerçekten evde okunmayı bekleyen bir sürü kitabım var. Okumayı çok istediklerimi sepete attım ve annemlere doğum günü hediyesi olarak aldırdım. :D hangi kitapları almışım bir bakalım isterseniz. ^.^


Alışverişimi Okuoku'dan yaptım, gecikmeden sorunsuz bir şekilde geldi. Dediğim gibi çok fazla kitap almadım ama bu dört kitabın dördünü de çok merak ediyorum. :) Dün gece Silber'e başladım, çok ilerleyemedim o yüzden hakkında yorum yapamayacağım henüz. Bu arada şunu fark ettim Pegasus Yayınları'ndan çıkan kitapların kağıt kalitesi diğerlerine göre çok iyi. Adamlar pahalı satıyor ama kaliteden ödün vermiyorlar anlayacağınız. :D 

Buz Kentin En Soğuk Kızı'nı sırf Holly Black yazmış diye aldım, çıktığı ilk günden beri çok istiyordum nihayet kavuştum. ^.^ Konusuna pek bakmadım sürpriz olsun dedim, ama vampirlerle alakalıymış. ^^ Maya Dyer Serisi'nin ilk kitabı olan Eksik Parça okuyan herkesin çok beğendiği sır dolu bir kitap. Kızıl Yükseliş'e gelecek olursam o da tıpkı eksik Parça gibi çok beğenilen ve müthiş bir zeka örneği olduğu söylenen bir kitap. Pegasus bu sene çok iyi kitaplar çıkardı ve çıkarmaya devam ediyor. 

Bu mini alışverişte aldıklarım böyleydi. Hepsini ağustos ayı içerisinde okuyup yorumlamak istiyorum, bakalım Silber ile başladım zaten. :) Herkese bol okumalı mutlu pazarlar! ^_^

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...