Şimdi de 92 yapımı olan Dracula'yı izleyeceğim, bugün film izleme havamdayım galiba. :)
28 Mayıs 2013 Salı
Bugün Neler İzledim?
Sınavların bitmesinin verdiği gazla ve hazır evde boşken film izleyeyim dedim. Hep girdiğim bir sitede bakınırken Sıcak Bedenler'in yüklenmiş olduğunu görünce baya sevinerek açtım. :) Filmin konusunu daha önce anlatmıştım bakmak için TIK TIK. Severek izlediğim konusu değişik bir filmdi tavsiye ederim. Bir diğer izlediğim film ise Tim Burton imzası taşıyan Ölü Gelin. Müzikal havasında hoş ve kısa bir filmdi.

25 Mayıs 2013 Cumartesi
Cumartesi İlk 10: En Sevdiğim Yazarlar
Bir Cumartesi İlk 10 etkinliğiyle yine karşınızdayım. Bu haftaki konumuzu oylayarak belirledik. Şıklarda kitapla iyi giden yiyecek/içecekler olanı görünce hemen atladım tabii ama herkes benim kadar yemeyi düşünmediğinden çoğunluk yazarları seçmiş. :D Açıkçası en sevdiğim yazarları düşüneyim derken kimi daha çok sevdiğime karar veremedim. Buraya yazacağım isimlerin hepsi benim için çok özel, iyi ki varlar ve kitaplarını bize ulaştırmışlar dediğim insanlar. Bu konuyu da çok sevdiğimi belirterek en sevdiğim yazarları sıralıyorum. :
1. Nora Roberts
Kendisiyle Anahtar Üçlemesi sayesinde tanıştım. Dilinin akıcılığı, karakterlerinin gerçeğe maksimum düzeyde
yakın olması ve fantastik-polisiye-romantizm üçlemesini çok güzel birleştirmesi onu favori yazarım yaptı.
2. J.K. Rowling
Fantastik edebiyat sevenlerden benim yaş grubumda olanların annesi, Harry Potter Serisi'nin yazarı. Yeni kitabı Boş Koltuk'ta büyük ses getirdi fakat Harry Potter'ın yerini alamadı tabii.
3. Cassandra Clare
Ölümcül Oyuncaklar ve Cehennem Makineleri'nin yazarı olan Clare yarattığı "Gölge Avcıları" ile melek temalı kitaplara farklı bir boyut kazandırdı. Dilinin akıcılığını ve kitap ortalarında yaptığı sürprizlerini seviyorum.
4. Gabriel Garcia Marquez
Yüzyıllık Yalnızlık ile tanınan Marquez aslında ilk üçümde sayılır, zaten böyle sıraladığıma bakmayın ilk beşteki hepsini ve diğer beşliyi kendi içlerinde ayırt etmeden seviyorum. Yazarın Kırmızı Pazartesi, Yüzyıllık Yalnızlık ve Aşk ve Öbür Cinler adlı kitaplarını okudum, hepsini de çok beğendim. Hedefim tüm kitaplarını okumak ama hadi bakalım. Bu arada fotoğrafta çok sevimli çıkmış . :)
5. Jose Mauro de Vasconcelos
Şeker Portakalı ve Güneşi Uyandıralım sayesinde tanıdığım mükemmel yazar. Zeze'yi de kurbağasını da unutacağımı hiç sanmıyorum. Kitaplarını küçükken okuduğum için cümleleri anımsamıyorum fakat hissettirdiği duygu hiç kaybolmuyor.
6. George R. R. Martin
Yazıyor, çiziyor sonra acımadan öldürüyor! Taht Oyunları ile gündemin en popüler yazarlarından biri haline gelen Martin isteme 6. sıradan giriş yaptı. Kitaplarını okudukça daha çok beğeneceğimi düşünüyorum.
7. Karen Marie Moning
Ateş Serisi'nin yazarı, yarattığı erkek karakterler yüzünden kimseyi beğenemediğim insan. En sevdiğim yanı da yarattığı her önemli karakterin güçlü bir yapısının olması. Mıy mıy karakterleri sevmiyorsanız ve farklı bir kitap arıyorsanız Ateş Serisi'ni rahatlıkla önerebilirim. Ayrıca Dublin'i gitmeyi en çok istediğim yer yapan şey de yine Ateş Serisi'dir.
8. Stephen King
Korku romanı denilince akla ilk gelen isim olan Stephen King şu an için sekizinci sırada. Hayvan Mezarlığı ve Göz'ü okudum, özellikle Göz'ü çok beğendim. TÜYAP zamanı diğer kitalarını da toplayacağım. O zaman listede daha yüksekte olur muhtemelen.
9. Neil Gainman

10. John Green
Alaska'nın Peşinde'nin ve Aynı Yıldızın Altında'nın yazarı. Başka kitapları da var tabii ama ülkemizde çıkanlar şimdilik bunlar. Alaska'nın Peşinde okuduğum en iyi kitaplardan biriydi diyebilirim. Yeni keşfettiğim bir yazar ve neden bu kadar geç keşfettim diye üzülüyorum.
Listemi şöyle bir gözden geçirdim ve hiç Türk yazar olmadığını fark ettim. Sonra da düşündüm ve aklıma çok sevdiğim bir yazar diyebileceğim bir Türk yazar gelmedi ve kendime kızdım. Son zamanlarda sürekli yabancı yazarlardan okuyor olmamın bunda etkisi olsa gerek. Gerçi Canan Tan'ı çok severim mesela ya da İpek Ongun çocukluktan gençliğe geçiş yaptığım dönemde en sevdiğim yazardı. Yaşar Kemal'e bir türlü ısınamadım dili çok ağır geliyor. Orhan Pamuk, Sevim Ak, Erdal Öz ve adını hatırlayamadığım bir sürü isim daha var sevdiğim. En kısa zamanda kitaplığımdan yerli bir kitap seçip okuyacağım. Siz de en sevdiğiniz yazarları tanıtmak isterseniz etkinliğe BURADAN ulaşabilirsiniz.

22 Mayıs 2013 Çarşamba
İlgimi Çeken Kitaplar
Bayan Peregrinenin Tuhaf Çocukları
Arka Kapak:
Gizemli bir ada
Terk edilmiş bir yetimhaneTuhaf fotoğraflar
16 yaşındaki Jacob, dedesinin başına gelen felaketin ardından hiç bilmediği bir adada keşfe çıkar. Burada Bayan Peregrinee ait bir çocuk yuvasının darmadağın olmuş kalıntılarıyla karşılaşır. Evin metruk koridorlarını, yatak odalarını araştırırken duyduğu bir sesle dehşete düşer, gördüğü şeyin peşinden koşarken birden zamanın hiç akmadığı, diğer insanların asla göremeyecekleri bir dünyaya ayak basar.
Akıllardan çıkmayacak eski fotoğraflarla bezenmiş bu roman yetişkinlerin, gençlerin ve karanlıkta geçen bir serüvenden haz duyan herkesin hoşuna gidecek.
Sayfa 6 Yayınları ilk defa duyduğum bir yayınevi. Kitabı bir blog'da gördüm ve çok beğendim. Konusu oldukça ilgi çekici ayrıca kapağındaki küçük kız ne kadar tatlı öyle yerim ben onu. :)) TÜYAP'tan önce seri devamı hariç kitap almayı düşünmüyorum ama bakarsınız seri devamını sipariş etmişken bu kitabı da birkaç kitapla beraber sepete eklerim. Her türlü 2013 bitmeden okuyacaklarım arasında girdi zaten.
Muhteşem Gatsby
Arka Kapak: "O ümitledir ki şimdi sefer etmekteyiz, biz o akıntıya karşı giden tekneler, durmadan geriye, geçmişe çarpılıp atılsak da ne gam..."
Yirminci yüzyılın en büyük Amerikan yazarlarından F. Scott Fitzgerald, 1. Dünya Savaşı sonrası Amerikasının, Caz Devri olarak adlandırdığı on yıllık şaşaalı dönemini, paranın yegâne değer kabul edildiği bir topluma dair, ustalığına ve orijinalitesine henüz erişilememiş betimlemelerle süslü, kırık bir aşk hikâyesiyle anlatıyor.
Filmi vizyonda olan Muhteşem Gatsby şu sıralar oldukça popüler. Birden fazla yayınevinden çıkmış olan kitabın en sevdiğim kapağı Everest'ten çıkan oldu.
Oz Büyücüsü
Çocukluğumun filmlerinden olan Oz Büyücüsü'nün kitabını da okumak istiyorum. Olur da ciltli güzel bir şey bulamazsam Can Yayınları'ndan çıkanı alacağım.
Beastly
Arka Kapak: Aşk hiçbir zaman çirkin değildir!
Çirkin bir yaratığa dönüşmüştüm.
Aynaya bakakalmıştım. Bir hayvandım artık, tam olarak bir kurt, ayı, goril ya da köpek değil, ama ayakta durabilen, neredeyse insan sayılabilecek ama insan olmayan korkunç bir türün örneğiydim. Ağzımdan köpek dişleri çıkıyordu, parmaklarım pençeleşmişti ve her yerimden tüyler fışkırıyordu. Sivilceli ya da ağzı kokan insanları küçümseyen ben, bir canavara dönüşmüştüm.
Peri masallarından mı bahsettiğimi düşünüyorsunuz? Kesinlikle hayır. Yer, New York şehri. Zaman, günümüz. Bu herhangi bir şekil bozukluğu ya da hastalık değil. Sonsuza kadar bu şekilde bir yaratık olarak? kalacağım, tabii büyüyü bozmanın bir yolunu bulmazsam.
Evet, İngilizce sınıfımdaki kızın bana yaptığı büyüden bahsediyorum. Neden beni gündüzleri saklanan ve geceleri etrafta gizli gizli dolaşan bir canavara dönüştürdü? Size anlatacağım. Size eskiden nasıl yerinde olmak istediğiniz zengin, kusursuz bir görünüşü ve hayatı olan adam Kyle Kingsbury olduğumu anlatacağım. Ve sonra nasıl kusursuz bir... canavar olduğumu.
Son zamanlarda masalları takıntı haline getirdim, Güzel ve Çirkin'de bunlardan biri. Pegasus Yayınları'ndan çıkan Beastly bu masalın günümüze uyarlanmış hali. Filmini izlemiş ve çok beğenmiştim, kitabını da okumak istiyorum.
Cehennem
Arka Kapak: Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon başından vurulmuş bir halde hastane odasında gözlerini açar. Ne buraya nasıl geldiğini ne de nasıl vurulduğunu hatırlamaktadır. Camdan gördüğü manzara karşısında altüst olan profesör, evinden binlerce kilometre uzakta, Floransa’da olduğunu anlar. Yaşadığı korkunç baş ağrısına eşlik eden tek şey; sürekli kâbuslarında gördüğü kan kırmızısı bir nehrin karşısından kendisine seslenen gümüş saçlı güzel bir kadın ve toprağa baş aşağı gömülü can çekişen bedenlerdir. Langdon gördüğü kâbusları anlamlandırmaya çalışırken kadın bir suikastçı tarafından takip edildiğini, kendine tedavi uygulayan doktorlardan biri gözlerinin önünde vurulunca anlar. Hastanede görevli diğer doktorlardan biri olan Sienna Brooks’un o ölüm kalım anında yardım etmesiyle hayatta kalır. Simgebilim profesörü kendini bir anda ipuçlarını Dante’nin cehenneminde bularak çözmesi gereken korkunç bir senaryonun içinde bulur. Floransa’nın tarih kokan dar sokaklarından Venedik’in muazzam bazilikalarına uzanan semboller zinciri Langdon’ı insanlık tarihini sonsuza dek değiştirebilecek bir mekâna sürükler. Burası üç imparatorluğun merkezi olmuş, insanlık tarihi kadar eski, dünyanın incisi İstanbul’dur. Ve bu şehirde ya insanlık tarihi baştan sona yeniden yazılacak ya da bunu yazacak hiç kimse kalmayacaktır...
Dan Brown'un beklenen kitabı cehennem nihayet geçtiğimiz günlerde çıktı. Açıkçası kendisinin hiç bir kitabını okumadım fakat serisinin dördüncü kitabı olsa da Cehennem okumak istediklerim arasında. Da Vinci Şifresi'ne çok küçükken başlayıp sıkılmıştım, onu tekrar okuyup serinin devamından gidersem Cehennem'i de alabilirim.

19 Mayıs 2013 Pazar
Efsane Seriler #3: Harry Potter Serisi
Bu yazımda fantastik seven herkesin gerek kitapları, gerek filmleriyle sevgisini kazanan Harry Potter kitaplarından bahsedeceğim. Harry Potter'la yedi yaşındayken Felsefe Taşı'nın filmi ile tanıştım. Çok severek izlemiştim fakat o dönemler şu an ki kadar önemsemiyordum seriyi. Benim dönüm noktam ortaokul başların denk geliyor, Ateş Kadehi'nden öncesini sinemada izlemedim ve 4. film ben 11 yaşındayken çıkmıştı yanlış hatırlamıyorsam. O dönemlerde kitaplarını henüz almamıştım ama filmleri bile insana kendini nasıl bağlıyor biliyorsunuzdur. Kitaplarla tanışmama gelecek olursak, biraz geç oldu o. İki sene önce seriye başladım ve bu kadar geç kalmış olmama üzüldüm. Kitapları okuyunca filmlerin çok yüzeysel geçtiğini anlıyorsunuz. Bu iyi bir şey aslında çünkü kitapların daha özel olması okumayı seven kesim için bir ayrıcalık oluyor. Kitaplar bitince de Pottermore ortaya çıktı hatta ilk kullanıcılardan biride bendim, bildiğiniz Hogwarts mektubu aldım kabul edildiğime dair. :) Ondan da yazının ilerleyen kısımlarında ayrıca söz edeceğim. Şimdi kitapları inceleyelim bakalım. ^_^
Serinin bir günde bitirdiğim tek kitabı. Çoğu insan Melez Prensi bir günde bitirdim eheheh diye övünüyor fakat bence bu güzel bir şey değil. Sevdiğim bir kitabı yavaş yavaş okurum hemen bitsin istemem. Serinin ilk kitabında bizimkiler bildiğiniz çocuk, hatırladığım sahnelerden örnek verecek olursam Snape bir şeye kızdığında Hermione ağlıyor, Neville zaten sürekli gözlerinde yaşlarla geziyor. :D Hepsi çok şirindi ve onların büyümelerine eşlik etmek ayrı bir mutluluk veriyor insana. Bu arada internette gezinirken Emma, Rupert ve Daniel'ın ilk kez basına tanıtıldıkları video çekimini buldum. Çok tatlılar ya mutlaka bakın. :)
Sırlar Odası ve Azkaban Tutsağı'nı çok net hatırlamıyorum ama ikisi de ilk kitap kadar güzel ve akıcı olan kitaplar. Çocuklar Sırlar Odası'nda da hala küçük olsa da Azkaban Tutsağı'nda büyüdüklerini hissediyoruz. Filmden farklı olarak Sırlar Odası'nda Ev Cinleri hakkında daha çok bilgi var, Ateş Kadehi içinde bu geçerli. Ve kitaplarda Severus'a şişman yarasa lakabını takmış olmalarını kınadım tabii durumu bilmemiş olsam ben de aynı şeyleri yapabilirdim. :0
Ateş Kadehi filmle kitap arasında çok fark bulduğum kitaplardan biri oldu. Turnuvalar düşündüğümüzden daha farklı gelişiyordu, örneğin filmdeki uzun bir sahne kitapta kısa geçilmişti ya da kitaptaki uzun bir yeri filmde atlamışlardı.
Zümrüdüanka Yoldaşlığı serinin en kalın kitabı ve bu kadar kalın olmasına çok sevindim bir kitap, bitecek korkusu olmadan okuduğum en azından. (Bu arada kitapların ayrıntılarını çok net hatırlamadığımdan fazla aktaramıyorum ama çoğu insan en azından filmlerini izlemiştir diye düşünüyorum. Kitaplara dair daha fazla ayrıntı isterseniz mutlaka alıp okumanızı öneririm.) Bu kitapta da başta belirttiğim gibi filmde değinilmemiş bir sürü sahne var. Ya da filmde uzun uzun anlatılmış. İlk defa çok sevilen bir karaktere veda ediyoruz ve Bellatrix ile tanışıyoruz.
Snape öyle demek istemedi Lily. :/
Melez Prens'e geldiğimizde artık ipler kopuyor. Bu kitap filmde olduğundan daha çok savaş sahnesi içeriyor aslında. Özellikle Severus'un kaçtığı sahnenin öncesinde Hogwarts'da öğrencilerle Ölüm Yiyenler arasında -Yoldaşlık Üyeleri'de geliyor tabii- uzun süren bir çarpışma oluyor. Ve her şeyden önce Hortkuluk'ları öğreniyoruz Melez Prens'de.
Ölüm Yadigarları bitmesini hiç istemediğim bir kitaptı ve bitirdikten sonra kendimi boşlukta hissettim. Küller Şehri'ne başlamama rağmen zevk alarak okuyamadım bir süre. Çünkü hiç bir kitap ve hiç bir seri benim için HP'nin yerini dolduramaz. 8 film ve 7 kitap yetmedi bana, keşke bir yedi kitap daha çıksaydı seve seve okurdum. Serinin son kitabının mutlu sonla bitmesi tabiki de güzel oldu ama ölmesini hiç istemediğim insanlar öldü, onlara çok üzüldüm. İyiki okumuşum diyorum ve yazımın başında bahsettiğim Pottermore nedir konusuna geçiyorum.
Pottermore Harry Potter dünyasına online olarak adım atabileceğiniz sanal bir ortam. Tüm kitapların bölümlerini sırayla geçtiğimiz, asa, okul bölümü seçilen ve ilerleyen bölümlerde kitaplara uygun mini oyunlar barındıran bu site Potterheadler'in sevinç kaynağı diyebilirim. Siteyi ilk açılacağı zaman büyük bir heyecanla bekliyordum ve şu an üye olmanız sadece iki dakikanızı alıyor. Güvenlik açısından oyundaki isminizi size gösterilen birkaç isim arasından seçiyorsunuz ve sonra serüven başlıyor. :)) Henüz Felsefe Taşı'ndan ileriye gitmemiş olsam da bu yaz tüm kitapları bitirmeye kararlıyım. Yeni bir üyelik açıp en baştan başlamak istiyorum. İlk girdiğimde Ravenclaw olmuştum neyse hem Luna da Ravenclaw. :D
Seri hakkında benim söyleyeceklerim bu kadar. Tüm kitapları eşit derecede güzel gözümde ve hepsi çok özel. Harry Potter'la birlikte büyüyen bir nesilden geldiğim için çok mutlu olmakla beraber J.K Rowling'e bu güzel kitapları için teşekkür ediyorum. Serinin filmleri, kitapları ve Pottermore hakkında görüşleriniz için yazının altına yorum atabilir ya da bana mail adresimden ulaşabilirsiniz. Herkese iyi pazarlar. :)

18 Mayıs 2013 Cumartesi
Cumartesi İlk 10: Yazın Okumayı Planladığım Kitaplar
Sihirli Kitap'ın bir diğer Cumartesi İlk 10 etkinliği aracılığıyla yazın okumak istediğim kitapları sıralayacağım. Blog'umu takip edenlerin bildiği üzere okunmayı bekleyen çok kitabım var ve hangisinden başlayacağım belli olmuyor çünkü o anki isteğime göre farklı bir kitaba geçebiliyorum. Bu listedeki sıralama okuma sırasından ziyade şu an için okumaya hevesli olduklarımdan oluşuyor. Ve işte benim bu yaz için okumayı planladığım kitaplar:
1. Kılıçların Fırtınası Kısım 1
Yaz gelmeden Kralların Çarpışması Biter diye düşünüyorum ve sırada Kılıçların Fırtınası var.
2.Kılıçların Fırtınası Kısım 2
Olur da araya başka bir kitap koymak istemezsem ikinci kısımla devam edeceğim.
3/4. Kargaların Ziyafeti Kısım 1-2
Buz ve Ateşin Şarkısı Serisi'nin bu kitapları henüz ben de yok. Ama Kılıçların Fırtınası bittiğinde almayı planlıyorum.
5. Kitap Hırsızı
Konusu oldukça değişik olan bir kitap, araya girmesi güzel olacak bence.
6. Kaset
Fantastik kitapları okumayı çok sevsem de ara ara gerçekçi şeyler okuma ihtiyacı duyuyorum, Kaset'de bunlardan biri.
7. Tatlı Bela
Okuyanların çok beğendiği bir kitaptı, umarım ben de beğenirim.
8. Ruhlar Çemberi
Geçen yaptığım kitap alışverişinden oldukça uygun bir fiyata aldığım bir kitap. Gerilim - polisiye tarzında yazılmış.
9. Alice
Alice Harikalar Diyarında, Aynanın İçinden ve Peruklu Arı'nın olduğu bu kitabı alalı bir seneden fazla oluyor ama henüz adamakıllı okuyamadım. Yazın bitirmek istediklerimden biri de o.
10. Tarihçi
Drakula hakkında yazılmış, gerçekçi bir roman olduğundan dolayı almıştım, İstanbul'la ilgisi olması beni ayrı bir çekti.
Listem şimdilik böyle, ilerde büyük ihtimalle yerlerini farklı kitaplar alacak ama bu kitapları da okumay çok istiyorum. Buz ve Ateşin Şarkısı'nı her türlü okuyacağım ve Ejderhaların Dansı haziran ayında çıkabilirmiş, belki onu da alıp araya koyabilirim. Sizde Bu etkinliğe katılmak isterseniz Sihirli Kitap'ın Blog'unu ziyaret edebilirsiniz.

17 Mayıs 2013 Cuma
Ne okuyorum/izliyorum?
Taht Oyunları'na tekrar başlayıp hızlıca bitirdikten sonra Kralların Çarpışması'na geçmiştim. Sekiz gündür elimde dolanıyor yavrucak, bir türlü bitiremedim. Bunda diziyi izlememin de etkisi büyük. Olacakları önceden bildiğimden pek merak duymuyorum ama ilk kitapta olduğu kadar benzemiyorlar diziyle.
Okulumun bitmesine son iki hafta kala sınavlar ve ödevlerin korkunçluğunu kitaplar ve dizilerle hafifletmeye çalışacağım ama hadi bakalım. Herkese iyi bir hafta sonu diliyorum, ve hafta sonu demişken, bu pazar efsane seriler yazıma bakmayı unutmayın; Harry Potter Serisi'ni işleyeceğim. :)

12 Mayıs 2013 Pazar
Can Yayınları'ndan Aldıklarım
Bildiğiniz üzere Can Yayınları'nın birçok kitabı D&R mağazalarında 5tl'ye satılmaya başladı. Beyoğlu D&R'ye gidip bir bakayım dedim ve Gece Tabloları ile Genç Kızlar'ı aldım. Tabii bunlar şimdilik aldıklarım, yaz boyu farklı D&R mağazalarına denk gelirsem farklı kitaplar alabilirim. ^_^
Gotik tarzda yazılmış kitapları çok seviyorum ve Gece Tabloları bunlardan biri. Genç Kızlar'ı birden fazla blog'da gördüm, herkes çok güzel bir kitap olduğunu söylüyordu ve onu da aldım. Kitap çeşitleri oldukça fazla. Aldıklarım dışında Marc Levy - Gölge Hırsızı kitabını da tavsiye ederim. Kitabı birkaç sene önce okumuş ve çok beğenmiştim. Sizinde indirimdeki kitaplardan tavsiye edecekleriniz varsa paylaşın, herkes öğrensin. :)

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)