10 Eylül 2013 Salı

The Mortal Instruments - City of Bones


Çıkmasını heyecanla beklediğim ama tatilde oluşum sebebiyle bir türlü gidemediğim Kemikler Şehri'ni nihayet izledim! Kitabını okumuş birisi olarak gönül rahatlığıyla kitabın yarısı edemez diyeceğim ama yine de hoş bir filmdi. Konu ve sahneler olarak kitaba sadık kalınmış ayrıca ana karakterlerimiz Clary, Jace ve Simon rollerine çok yakışmışlar. Konuyu bilmeyenler için anlatmam gerekirse Kemikler Şehri Cassandra Clare'in kaleme aldığı Ölümcül Oyuncaklar Serisi'nin ilk kitabı. Kitap yarı melek yarı insan olan Gölge Avcıları'nın dünyamızı korumak adına verdiği mücadeleyi anlatıyor. Tabii tek fantastik yanı bu değil. Seride vampirler, kurtadamlar, periler gibi birçok ırk barınıyor. 16 yaşındaki Clary de bir gölge avcısı ama henüz bundan haberi yok. Bir gün gittiği bir gece kulübünde tanık olduğu olaylar onun ait olduğu dünyayı keşfetmesini sağlıyor eh bir de kendini beğenmiş Jace'i. =P Sonrasında kızımız annesini kurtarmak ve kendini bulmak adına bir yola çıkıyor, gerisi spoiler çok anlatmayayım.

Kitabı okuyanlar için filmle kıyaslama yapacak olursam önceden de dediğim gibi yanından geçemiyor. Ama kitapla bağlantılı pek çok sahne oluşu izlerken nostaji gibi olduğundan keyif alarak izledim. Kitaptan kötü bulma sebebime gelecek olursak olayları sığdırmak adına peş peşe hızlı geçişler yapmışlar,  kitabı okumamış olsam bazı sahnelerde kafam karışabilirdi. Ve gölge avcılarını gereksiz kasmışlar. Kitapta o kadar cool değillerdi daha doğal ve eğlenceli olsalar iyi olurmuş. Bir de kapşon mevzusu var Jace ve Magnus'da dikkatimi çekti. Şunları biraz gizemli gösterek eheheh kafasıyla çoğu yerde karakterle gereksiz yere kapşon taktırmışlar. Komik duruyordu bence güneşli havada ya da enstitü içinde o kılıkta gezinmelerine gerek yoktu. Karakterlerin nasıl olduğuna gelecek olursam Clary kitaptaki gibiydi olmuş bence. Simon kitaptakinden daha hoştu ehehe işime geldi o da olmuş. Alec ve Isabel.. Hmm Isabel daha çekici olabilirdi yani oynayan kız iyiydi ama o havayı sezemedim. Alec tabikide olmamış nerede bizim dalyan gibi Will'i andıran Alec'imiz nerede burada oynayan 1.70lik amca.. Jace'i bilerek sona sakladım. Film çıkmadan önce fanlar olarak bu çocuk nasıl Jace olacak alakası yok diye üzülüyorduk ama gerçekten role yakışmış. Aradaki tek fark filmdeki Jace'in egoist tavırlardan uzak ve daha romantik olması. Ya da daha gizemli olmuş diyebilirim ama ben filmdeki Jace'i daha çok sevdim. Kitapta okurken gülüyorduk ama filmde sürekli kendini övüp duran birindense Clary'e aşık olduğu belli olan Jace daha hoş görünüyordu. Aksanının harika ötesi olduğunu da belirteyim.

Ölümcül Oyuncaklar - Kemikler Şehri güzel bir filmdi, büyük beklentilerle gitmeyin ama o kadar iyi değil. Bu arada ben olsam kitabını okumadıysam önce alır okur ve sonra izlerdim. Sinema da izlemeseniz de olur zaten görsel açıdan süper sahneler mevcut değil. Bakalım Küller Şehri'nin filmini nasıl yapacaklar şimdi onu bekliyorum merakla. ^_^




8 yorum:

  1. Öncelikle söylemeliyim ki yazın çok güzel olmuş ya, her okuduğum kısımda ''aynen aynen'' diyip durdum :D Aynı konu hakkında bende blog yazdım da, seninkini okuyunca kendiminkini biraz eksik hissettim bak :/

    Film çıkmadan önce Jace'in resimlerini görmüştüm ''bu ne yaa'' falan demiştim ama filmde yüz hatları ve aksanı çok hoşuma gitti, önyargılı olmamak gerekiyormuş :D

    Filmde de bazı yerler atlanmasaymış daha iyi olurmuş aslında, mesela Simon'ın sıçana dönüşümü, çok güzel replikler çıkabilirdi oradan ama malesef uyarlamamışlar :/ (Ha birde uçan motorsikletleri göremediğim için de ayrı üzüldüm)

    Ve Alec konusunda da seninle aynı fikirdeyim, daha iyi bi' şeyler bulabilirlermiş, yazık oldu güzelim karaktere.

    Küller Şehri'nde de şu Valentine olayları ayrı bi karışık olacak gibi geldi bana ama umarım fazla kafa karıştırmazlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Guzel yorumun icin cok tesekkur ederiiim en kisa zamanda senin yazini da okuyacagim. :) Biz de arkadasimla Simon'in fareye donusmesi yok diye uzulduk ve film cikisinda aslinda motorsiklet ucuyordu diye anlattim yani resmen ayni hisleri yasamisiz :D Alec keske daha genc olsaymis onun Magnusla olan iliskisini nasil yansitacaklar cok merak ediyorum. Tekrar tesekkurler, sevgiler :))

      Sil
  2. bende merakla bekliyordum bu filmi hala izlemek kısmet olmadı.En kısa zamanda izlemek istiyorum bende.yazı için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Begenmene cok sevindim en kisa zamanda izlersin umarim. :))

      Sil
  3. yazıyı okuyunca bi garip oldum niyeyese o.O ben beğendim filmi halbuki :D kitaptan baya kesmişler doğru, okumayan detayı kaçırır bazı yerler anlaşılmaz o da doğru ama yinede güzel filmdi ya :D ve bende fare ve motorsiklet konusunda katılıyorum. çünkü film boyunca simon ve jace laf dalaşına girdi iyi espri konusu olurdu. kitaba yakın gitmiş en azından buna şükür :D filmde en çok Magnus u beğendim o nasıl bir hava cool tavırlar :D Valentine den kitapta, insanları kendine çeken güçlü bir karakter diyodu. deyim yerindeyse filmdeki adam role cuk oturmuş :D alec konusunda sana katılıyorum fragmanda beğenir gibi olmuştum (mavi göze bayılırım :D ) ama filmde pek bi ağır kaldı. neyse artık devam filmleri daha iyi olur inşallah :D böyle kitabı olan filmlerin tartışıldığı konuşulduğu blogları seviyorum insanın daha çok okuyup konuşası geliyor sayenizde :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben Valentine'i beğenmedim yani adam çooook hoş ama iki çocuk babası gibi durmuyordu. :D Hatta onun sakal bıyığını kesip Alec yapsalar çok daha güzel olurmuş. :D Bana çok hızlı geldi yani sıkılmadım izlerken ama daha iyi olsa güzel olurmuş. Ben de benzer kitapları okuduğum ve aynı filmleri izlediğim kişilerle konuşmayı çok seviyorum. :)

      Sil
  4. Kitap ve Film izlenimlerinde hep benzerleri yaşanıyor, kitap okurken yaşanan büyülü havayı ben izlediklerimde çok az yakalayabiliyorum, ama yine de filmler olmalı evet... Ben de İzlemedim henüz, umarım en kısa sürede izlerim. Güzel anlatım için çok teşekkürler, çok güzel:).

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...