9 Eylül 2014 Salı

Kitap Yorumu: Kurtlara Söyle Eve Döndüm - Carol Rifka Brunt



Yorumlamakta zorlanacağım kadar güzel bir kitap bitirdim. Neredeyse bir yıldır kitaplığımda öylece durmuş, daha erken okumuş olsaydım keşke demiyorum hatta keşke hafızamı silip tekrar tekrar okuma imkanım olsa. Kitabın kapağını ve tanıtım yazısını inceleyince sizin aklınıza ne geliyor? Şahsen ben kapaktaki iki kızın aşkını anlatacağını düşünerek okumaya başladım. Ve düşündüğüm gibi çıkmadı. :D Kapaktaki kızlar, June ve Greta, abla kardeşler. Hikayeyi June anlatıyor. Greta sesinin mükemmelliği ile tanınan popüler bir kızken June orta çağa düşkün, neredeyse hiç arkadaşı olmayan ve çoğu zamanını dayısı Finn ile geçiren biri. Eskiden Greta ve June birbirlerinin en iyi arkadaşlarıyken bir gün Finn ortaya çıkıyor ve June'un ilgisi ona kayınca Greta ile aralarına bir soğukluk giriyor.Bu kitabın başlangıç zamanından önceki kısımlar. Başladığında ise ilk aşkı olan dayısını kaybetme korkusu yaşayan June'u ve umursamaz Greta'yı görüyoruz. Finn iyi bir ressam, oldukça iyi. Kitabın bir kısmında June'a anlattığı, resimlerdeki negatif bölge kısmı hakkında bir şeyler var. Oraya resme dair bir sürü ipucu ya da detaylar ekleyebiliyorsunuz. Greta da böyle birisi aslında, dıştan bakılınca umursamaz gelse de ilerleyen bölümlerde anlıyoruz ki bir şeye çok kızmış ve bunu içine atmış. 

"Senin için dileğim bu." demişti. "Senin, dünyanın en iyi insanlarını tanımanı istiyorum yalnızca."

Kurtlara Söyle Eve Döndüm'ü güzel kılan birçok şey var.  İlk olarak, June tam bir orta çağ hayranı. O dönemde daha az şey bilinmesi, daha zor koşullarda olunması, bazı şeylerin daha değerleri olması gibi bir sürü şeye bağlı. Hatta yalnız başına ormana gidip orta çağda yürüyormuş gibi yapıyor, bu çok hoşuma gitmişti. Arada geçmişe dönük olayların aslını anlatan kısımlar vardı, yazar kitabı yapboz gibi parçalara bölmüş ve sanki her seferinde bir parçayı yerine oturtuyordunuz. Hiçbir karakter mükemmel değildi, hepsinin geçmişte ya da o anda yaptığı hatalar vardı. Ama hiçbir hata da geri dönülemez değildi.

"Her şeyi en ince ayrıntısına kadar inceleyerek gördüğüm şeylerin içinde bir düzen bulmaya çalışıyordum. Yeterince dikkatli bakarsam belki de dünyanın parçaları bir araya gelip anlayabileceğim bir bütün oluşturur umuduyla yapıyordum bunu."




Aslında bu yorumu yazarken kitap hakkında neredeyse hiçbir şey anlatmadım. Okuyup görmeniz daha güzel olur çünkü. Akıcı olmasından ve kendine özgün kurgusundan bahsetme gereği bile duymuyorum. ^.^ Yaz boyunca okuduğum en güzel kitaptı Kurtlara Söyle Eve Döndüm. Romantik - dram türünü seviyor ve farklı bir şeyler arıyorsanız okumanızı şiddetle tavsiye ederim. ^^

Ek: Goodreads yorumum da baya bir şeyi açıklıyor aslında:

Bitirdiğimde hafızamı silip tekrar tekrar okumak istediğim bir kitap oldu. Tabloları, orta çağ orman gezilerini, pire sirkini, sevdiğimiz insanların kokusu sinmiş paltoları, sevdiğimiz insanlarla birlikte denediğimiz ilk içkiyi, ilk sigarayı ve onları kıskandığımızı kabullenmeyi okudum. Sevginin her çeşidini hissettiren ve sevdiğin insanlar uğruna göze alabileceklerinin sınırı olmadığını gösteren bir kitaptı. Çok daha fazlası vardı aslında, bu kitapta bir şeyleri kabullenmek vardı. Ve her şeye rağmen elimizde bize kalan hatıralarla yola devam etmemiz gerektiğinin bilinci. Belki bir gün biz de içimizdeki ormanda sinsice dolaşan kurtlara dönüp eve döndüm diyebiliriz. O zamana kadar negatif bölgelerde kaybolmamaya çalışarak dolaşıp duracağız işte.

13 yorum:

  1. Tek cümle: Kesinlikle ama kesinlikle okumalıyım *_*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen mutlaka okumalısın, tartışmasız Martı'dan okuduğum en güzel kitaptı. *.*

      Sil
    2. Ortaçağ dedin, kız ortaçağda yürüyor gibi yapıyor dedin, beni yakaladın *_*

      Sil
    3. Valla tam bir orta çağ tutkunu hiç kaçırma derim canısı hem yürüyor hem de bizi yürütüyor. :D

      Sil
  2. 7. Sinifim bana uygun bir kitap mi?

    YanıtlaSil
  3. Kitabı yeni okudum. Gerçek anlamda bazı lafları damardan damardan işledi. Durup "Evet lan niye öyle?" dediğim çok şey oldu. Okudukça düşüncelere sürüklendim, keyfim kaçtı. Yani bana bunları hissettirecek kadar iyiydi. Anlatımı, olayları birbirine bağlayışı her bir karakterin kişilikleri geçmişleri ve her şeyin ortasında anlatıcı karakterin temsil ettiği asosyalite problemi... Evet eşcinsellik meselesinden daha çok etkiledi o hayalperestlik, toplumdan kopukluk, çekingenlik, iç çekişmeler ve kıskançlıklarla June. Onu hissettim, onu anladım. Bir parça kendimi buldum. Bu türden bir şeye en son Dostoyevski'nin Yeraltından Notları'nda yaşamıştım. Çok sık yaşamıyorum bu da yaşarsam değerli yapıyor.

    Ayrıca yazımda da kitaptan asosyallik bağlamında bahsettim.

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar bende yeni okudum,yorumunuzu yeni gördüm fakat yorum yaparken çok spoiler veriyorsunuz. Okuyucunun tadı kaçıyor. Bu arada bloğuma beklerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar öncelikle görüşünüz için çok teşekkürler. Düşünceniz bu yazıma bakarak mı oluştu bilmiyorum ama yorum yazarken spoiler verdiğimi düşünmüyorum. Bu konuda sizin dışınızda herhangi bir geri dönüş almadım zaten yazımda spoiler olursa önceden belirtiyorum. Farklı blog ya da vloglardaki inceleme yazıları kitaplar hakkında çok daha fazla bilgi verenler var bu benim de dikkat ettiğim bir durum ancak sıfır spoilersız bir yazı zaten kitap incelemesi olmaz.

      Sil
  5. Bu kitabı ilk okuduğumda konu olarak cok farklı gelmişti. İlerledikçe nedense ben sıkıldım. Okunabilir bir kitaptı ama bende herhangi bir etki bırakmadı :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hadi ya, belki yorumlardan dolayı büyük bir beklentiyle başladıysanız o yüzden beklediğinizi bulamamış olabilirsiniz. :ı

      Sil
  6. Bence mükemmel bi ktap olmalı arkadaşlarım çok fazla önerdi ce ısrar ettiler okumam için sonunda sipariş verdim ama bir haftadır kargoda ve hyla gelmedi sanırım deliricem :(

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...