13 Nisan 2015 Pazartesi

Kitap İncelemesi: Kıyıya Vuran Deniz Kabukları - Hannah Richell


Tanıtım yazısından:

Kalbiniz affetse bile ruhunuz ihaneti unutup yeniden sevmeyi öğrenebilir mi?

Dorset sahilini dalgalarıyla döven fırtınalı bir deniz… Kayaların tepesinde gün ışığında beyaz duvarlarıyla adeta inci gibi parlayan bir çiftlik evi…Clifftops.

Burası Dora'nın bir zamanlar evim dediği yerdir. Şimdi ise Dora sevdiği adamla Londra'da yaşamaktadır ve içinde yeni bir hayat büyümektedir. Ancak on bir sene önce yaşadığı o korkunç olaydan bu yana kendini bir türlü toparlayamıyordur. Dahası kendini bir anne adayı olarak yeterli görmemektedir. 

Daha fazla bu şekilde yaşayamayacağını anlayan Dora, geçmişiyle yüzleşmek için çocukluğunun geçtiği o eve döner. İstediği cevapları annesinden öğrenecektir. Fakat döndüğünde hiçbir şeyin eski masumluğunu korumadığını görecektir. Çünkü her ailede sırlar vardır ve bazıları sonsuza kadar saklanmalıdır…
Kıyıya Vuran Deniz Kabukları, ihanet ve yalanlarla parçalanan bir ailenin umuda tutunuşunu anlatan muhteşem bir roman.
 Kıyıya Vuran Deniz Kabukları yaşadıkları büyük kaybın Tide ailesi üzerindeki etkisini konu alan bir roman. Okurken, on sene sonrasında bile taze kalabilen bu trajedinin hayatlarına olan etkisini tek tek görebiliyoruz. Helen ve Richard'ın genç yaşta yaptıkları evlilik başta kendini belli etmese de temeli sağlam olmayan bir ailenin varlığına sebep oluyor. Helen Londra'nın koşuşturmalı hayatında kariyerine odaklanmak isteyen biriyken Richard aile şirketini devralıp beraberinde kendi ailesiyle huzurlu bir yaşam sürme hayali olan genç bir adam. İkisinin evliliğini yürüten şey başlarda aşk ama bana göre Richard'ın sakin yapıda olması da büyük bir etkendi. Peki bu ikili neden erken evlendi derseniz, beklenmeyen bir hamilelik ve Richard'ın bebeği aldırmanın çok yanlış olacağını düşünmesi ile ilk kızları Cassie için hayatlarını birleştiriyorlar. Richard yetiştirilme tarzından dolayı Helen'e göre biraz daha geleneklerine bağlı biri. İkisinin gençliğini okurken aralarındaki farkı rahatlıkla seçebiliyorsunuz. Kitap boyunca evlilik ve aile kavramlarını tüm yönleriyle, gerçekçi bir örnek üzerinden inceleme fırsatınız oluyor.



Kitabın orijinal adı olaylar konusunda ipucu veriyor. Tide kelimesi Türkçe'de gelgit anlamına geliyormuş. Denizin gelgitlerinde saklı sırlar sonlara doğru çözüldükçe anlıyorsunuz bunu. Kıyıya Vuran Deniz Kabukları bölüm bölüm Helen, Dora ve Cassie'nin ağzından anlatılıyor.  Bu sayede okuyucu karakterleri detaylıca tanıma ve olaylardaki rollerini keşfetme fırsatına sahip oluyor. En azından son yüz sayfaya kadar öyle olduğunu sanıyoruz. Sonra kitabın adını çağrıştıran yeni sırlar ortaya çıkıyor. Okurken gerçekten üzülmenize sebep olacak cinsten sırlar. Bu arada kitap farklı kişilerin ağzından anlatılıyor ama odak karakterin Cassie'den bir buçuk yıl sonra doğan Dora olduğunu söyleyebilirim. Yeni bir yaşama başlamak için geçmişi kabullenmesi gereken genç kadın önce annesi sonra da yıllardır görmediği ablasıyla yüzleşiyor. Hepsi birlikte geçmişle yüzleşiyorlar yani.



Helen ve Richard kızlarına mitolojik isimler koymuşlar, Cassandra ve Pandora. Tıpkı "Pandora'nın Kutusu"nda olduğu gibi Dora etrafa kötülük saçtığını düşünürken, aslında umudu tutanın o olduğunu görüyoruz. Kitabın böyle ufak detaylarla renklendirilmesi okumayı zevkli kılıyor, zaten son sayfasına kadar koruduğu gizemi ile sayfaları hiç sıkılmadan çeviriyorsunuz.

Kıyıya Vuran Deniz Kabukları aile dramı konusunu başarılı ve konusunu gerçekçi bir şekilde ele alan bir roman. Her karakterin mükemmel olmayan hayatlarını düzeltme çabasını merak uyandırıcı bir dille okuyucuya aktarıyor.. Sonu hem tatmin edici hem de kitabı kapattığınızda, ensenizde üzgün bir iç çekişin soğuk nefesini hissettiren cinsten. Aile bağlarıyla ilgili romanlar sevenlerin okumasını tavsiye ederim.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...