13 Haziran 2013 Perşembe

Dracula - Bram Stoker


     Uzun zamandır blog'a yazmıyorum, sebebini önceki yazılarımda açıklamıştım. Fark ettim ki bloga girmedikçe yazmaya olan hevesim kaçıyor bu yüzden arayı daha fazla açmadan devam ediyorum. 

     Dracula'nın 92 versiyonu olan filmini izledikten sonra hikayeye ve Mina ile Dracula'nın aşkına hayran kaldım. Ben de Dracula Ölümsüz Aşk Sonsuzdu kitabı var ve Dracula'nın Mina'yı ısırdıktan sonra olanları anlatıyormuş. Hem filmini izlemiş hem de devam kitabını almışken bu klasiği okumak istedim. Kitabın birçok yayınevinden çıkan baskısı mevcut. İthaki ile Can Yayınları arasında kalmıştım, Can'ın çevirisi daha hoş geldi. Kitabı henüz okumamış olsam da orijinal hikayeye en yakını olan 92 versiyonu filmini şiddetle öneririm. Dracula'yı Gary Oldman'ın oynadığı filmi izledikten sonra gerçek vampir budur diyeceksiniz. :D Ayrıca çizgi-romanını da almak istiyorum. 

Kitabın tanıtım yazısı:
İngiliz yazar ve akademisyen Sir Malcolm Stanley Bradbury'nin, "şimdiye kadar yazılmış en güçlü korku hikâyelerinden biri" diye tanımladığı Dracula, hukukçu Jonathan Harker'ın Kont Dracula adında bir alıcının Londra'da satın almak istediği evin işlemlerini yapmak üzere Transilvanya'ya gidişiyle başlar. Jonathan, müşterisinin şatosunda dehşet uyandıran keşiflerde bulunur. Kısa bir süre sonra Londra'da da huzur kaçıran birtakım olaylar başlar. İçinde kimse olmayan bir tekne batar; genç bir kadının alnında gizemli bir işaret belirir, tımarhanedeki bir ruh hastası "Efendi"sinin gelmek üzere olduğundan dem vurmaya başlar. Olaylar, uğursuz kont ve onunla savaşmayı göze alan bir grup genç arasında çatışmaya dek gidecektir.

İrlandalı yazar Bram Stoker'ın, iki taraf arasındaki bu irade ve güç çatışmasını işlediği ve korku edebiyatının başyapıtlarından biri sayılan Dracula, yayımlanmasının üzerinden yüz yılı aşkın süre geçmesine karşın, bugün de aynı ilgiyle okunuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...